Antalya’da toplu ulaşım bitmiş, Büyükşehir Belediyesi, otobüs esnafı, otobüs şoförleri ve Antalya halkı arasında toplu dalaşıma dönüşmüştü. Yapılan dev zam, “dalaşım”a çare üretir mi? Benim bu soruya cevabım olumsuz. Çünkü sorun, ulaşım ücretlerinin az ya da çok olmasıyla sınırlı değil. Sorunun aslı, 45 derece sıcakta saatlerce otobüs bekleyen Antalyalı hemşerilerine özel halk otobüsü esnafı v e Büyükşehir Belediyesi yönetiminin reva gördüğü saygısızlık. Bu kanıya Antalya Otobüsçüler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Yasin Arslan’ın son günlerdeki açıklamalarından sonra vardığımı belirtmeliyim.

*

Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Ulaşımda 492 esnafımızın otobüsü bulunuyor. 360'ı aktif ve 240'ı çalışıyor” demiş; belediyenin yatan otobüslerinden bahsetmemişti. Yasin Arslan’ın temsil ettiği kuruma yöneltilen ağır eleştirilerin ardından yaptığı açıklamalardan öğreniyoruz ki, Büyükşehir Belediyesi de bu suça ortakmış; 300 otobüsünden yarısını sefere çıkarmıyormuş. Bahane de aynıymış: Mazot zamları, 13 bin liraya şoför bulup çalıştıramamak. 13 bin liraya şoför çalıştırmak; şu insafa / vicdana bak!

*

Böcek’in verdiği rakamlardan yola çıkarak, toplu ulaşımdaki rezaletin otobüs esnafı tarafından Böcek’e ve CHP’ye karşı devreye sokulmuş bir komplo, bir şantaj olduğunu düşünenlerden biri de bendim.  Görünen o ki ortada komplo ya da şantaj filan yok, özel halk otobüsü sahipleri ile Büyükşehir yönetimi arasında bir danışıklı döğüş, bir “cambaza bak” durumu var. Özel halk otobüsü sahipleri ile Büyükşehir yönetimi, Antalya halkını kızgın güneş altında yakıp kavurma konusunda el ele vermişler.

*

Bu sorun siyaset boyutuyla, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in değil, asıl olarak CHP’nin sorunu. Böcek’i aday gösterip belediye başkanı yapan CHP. CHP, Antalya’da toplu ulaşımdaki kaosu en kısa zamanda, çözümün en radikali ne ise, o şekilde çözmezse, önümüzdeki yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı konusunda avucunu yalar. Radikal çözüm, “Toplu ulaşımı belediye çözmelidir” diye tekrar edip durarak, ulaşımı bu hale sokanlarla taksi plakası, vb. pazarlığı yaparak değil; kaosun sorumlusu kimlerse önce onları hizaya sokup, Antalya’da yaşayan milyonlarca insanın mutsuzluğuna, bozulan psikolojisine son vermekle mümkündür.

*

 “ Akaryakıt pahalı, yolcu yok, zarar ediyorum” efsanesi, toplu ulaşımı kaos içine sürüklemenin bahanesi olamaz. Otobüslerin yolcu bulamaması yolcu yokluğundan değil, otobüs yokluğundan. Otomobili olan, saatlerce otobüs beklemek istemeyen Antalyalılar, ruh sağlığını riske sokmamak için kısa mesafelere de kendi araçlarıyla gitmeyi tercih ediyorlar. Bu durum, sadece toplu ulaşımı değil, Antalya’nın kent içi ulaşımını da kaosa sürüklemekte.

*

Bu kaosa son vermek, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ve temsil ettiği partinin, CHP’nin görevi. Bu kaosa son vermek taksi plakası ya da daha başka rant pazarlıkları yaparak değil, kararlı ve tutarlı kararlar ve uygulamalarla; sözleşmelerin, yasaların gereğini yaparak, yerine getirerek, hepsinden önce kendi işini hile karıştırmadan yaparak mümkün olabilir. Toplu ulaşımdaki kaosa son vermek için Muhittin Böcek ve CHP yönetimi için bir şans daha var. “Esnafımızı mağdur etmemeliyiz” mantığıyla çözümü çıkmaz ayın son çarşambasına ertelemek, bu şansı  da kaçırmak, “Büyükşehir Belediye Başkanlığını altın tepside AKP’ye sunmak demektir.