İster genel, ister yerel seçim, hangisi olursa olsun en temel sorun haber güvenliğinde yaşanıyor. Elbette sorunun kaynağında, "Kazanayım da, nasıl kazanırsam kazanayım" anlayışı içinde olan bir kısım siyasiler ve bu siyasilere bel bağlayan bir kısım ‘sōzde’ medya mensupları var.
Sosyal medyanın bu kadar günlük yaşama müdahil olduğu ortamda her türlü denetim şansı ortadan kalkıyor ve olur olmaz herşey ortalığa saçılıyor. Sosyal medya, bu anlamda tam bir serseri kurşun arenasına dönmüş durumda. 
Andy Warhol’a atfedilen “Bir gün herkes 15 dakikalığına meşhur olacak” cümlesinin yaşam bulduğu bu günlerde haber güvenliği kavramı, yaşamsal bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Nitekim, geçtiğimiz günlerde tanık olduğumuz Cem Kotan olayı da konunun ne kadar yakıcı bir hal aldığını gösterdi. Sahte belgeler, aslı astarı olmayan iddialar günlerce sosyal medyayı, oradan da medyayı doldurdu.
Genel seçim öncesinde de 'haber güvenliği' konusunu gündeme getirmiştim. Yaklaşan yerel seçim öncesinde sosyal ve dijital medyaya düşen haberler, konunun tekrar gündeme getirilmesini zorunlu kıldı.
Bu sorunun çözümünde birinci derece sorumlu olarak Antalya Gazeteciler Cemiyeti ve  Çağdaş Gazeteciler Derneği'ni görebiliriz. Umarım bu defa konuyu gündemlerine alıp, yerel seçim sürecinde halkın sağlıklı haber alma hakkına sahip çıkarlar.