Hatırlarsınız 3-5 yıl önce ilaçların marketlerde satışı gündeme geldiğinde, ‘Kasaplar da ameliyat yapsın’ diye bir furya türemişti. O dönem güzel bir mizahi olmuştu. Şaka gerçek oldu ve Sağlık Bakanlığı marketlerde satılacak ilaçların listesini hazırladı. Yönetmelik yürürlüğe girdi. Bu işin sonu bilinçsiz tüketim... Vatandaş hangi ilacı nasıl kullanacağını nereden bilecek. Misal demir ilacı süt ve süt ürünleriyle kullanılırsa fayda etmiyor. Bu basit bilgiyi herkes bilmeyebilir. Şimdi marketten demir ilacı alırsak, kullanma şeklini, kullanırken nelere dikkat etmemiz gerektiğini kasiyer mi söyleyecek?
Şimdi yeni bir konu var. Son yayınlanan Karar Hükmünde Kararname’nin içeriği gün geçtikçe daha da belirginleşiyor. Örneğin idari hakim olacak kişilerin artık hukuk fakültesi mezunu olmasına gerek yok. Hemen örnekleyelim; Her hangi bir adli olaydan dolayı mahkemelik oldunuz. Sizin suçlu ya da suçsuz olduğunuza karar veren kişi var ya. İşte o kişi veteriner de olabilir, ilahiyatçı da. Ya da Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu sizi yargılayabilir.
Garip mi geldi, gelmesin. Karar Hükmünde Kararname ile böyle bir madde getirildi. Hangi üniversite mezunlarının idari hakim olacağının ucu açık. Şuan tek bilinen 4 yıllık bölüm mezunları idari hakim olabilir. Hukuk eğitimi almayan, o gelenekten gelmeyen, o formasyonu görmeyen biri Türk milleti adına karar verecek!
Bitmedi… Rektör olma şartlarında da güzelleme yapıldı. Örneğin 3 yıl profesör olma şartı artık yok. Profesör olan biri hemen rektör olarak atanabilir. Bunun yanı sıra rektör ataması için Yüksek Öğretim Kurumu’ndan (YÖK) görüş alınmayacak. İlaçların markette satılması ile başlayıp hakim ve rektör atamasıyla devam eden güzellemeler bitecek gibi görünmüyor. Vatana millete hayırlı olsun.