İYİ Parti Milletvekili Hasan Subaşı'nın bugünkü röportajımızda yer alan bazı ifadeleri İYİ Parti'nin yarınıyla ilgili çok anlamlı mesajlar içeriyor.

*****

Cumhurbaşkanlığı ve belediye seçimlerinde gördüğümüz İYİ Parti seçmeni, MHP ve CHP'den ayrılıp İYİ Parti'ye katılanlarla birlikte Demokrat Parti çevresinden gelenlerden oluşmakta. Bunlara Cumhur İttifakı'nın yargı bağımsızlığı başta olmak üzere hak - hukuk - adalet kavramlarını hiçe sayan baskıcı yönetimi karşısında hayal kırıklığına uğrayıp arayış içine giren AK Partilileri de eklemek gerekir. Subaşı'nın anlatımlarından benim çıkardığım sonuç, İYİ Parti'de ülkücü kanat örgüte hakim olmak, parti yapılanmasında belirleyici olmak istiyor; sözünü ettiğimiz diğer kesimlerin parti tabanında etkili olmasını engellemek için tasarruflarda bulunuyor.

*****

İYİ Parti'ye verilen oylar MHP kökenlilerle sınırlı değil. İYİ Parti'nin çekirdeğini MHP'den gelenlerin oluşturuyor olması, partinin seçim başarısının tek başına buna bağlı olduğu; İYİ Parti'ye verilen oyların MHP kökenlilerin verdiği oylarla sınırlı olduğu anlamına gelmiyor. İYİ Parti'nin Antalya'da aldığı yüzde 18'lik oyun yüzde 8'i bu kesimden geldiyse; yüzde 10'u da diğer kesimlerden gelmiştir. İYİ Parti'nin kitle partisi olması tek sesli bir parti olmasına değil, bünyesindeki farklı kesim ve anlayışları bir arada tutabilmesine; daha açıkçası merkez sağ bir çizgide karar kılmasına bağlı.

*****

Sorun milliyetçilikse, merkez sağ da o ideale karşılık düşen bir çizgi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Sağ partilere oy veren büyük kesimin diliyle konuşma" önerisini, bu açıdan, Türkiye'deki seçmen çoğunluğunu merkez sağ eğilimli kitlenin oluşturduğu gerçeği yönünden okumak gerekir. CHP - İYİ Parti ittifakının merkez sağ bir siyaset temelinde iktidar olma hedefli bir ittifak olduğu; İYİ Parti'nin seçim başarısının, bu ittifaka bağlı olarak, (HDP'nin bazı ilçelerde verdiği desteği de buna eklemek gerekir) kendi örgütsel gücünün epey üstünde gerçekleştiği unutulmamalı.

*****

Türkiye'de merkez sağ seçmen AK Parti'nin 2000 - 2007 yılları arasındaki bazı yönleriyle başarılı, görünürde de olsa birleştirici politikalarından dolayı AK Parti'de birleşti. AK Parti'deki sağduyu sahibi merkez sağ düşünceli insanlar hukuksuz, totaliter uygulamalar, dibe çakılan iç ve dış politika karşısında arayış içine girmiş; AK Parti'de bu çerçevede olmak üzere kopuş başlamıştır. Ali Babacan Ahmet Davutoğlu hareketi, parti tabanı için daha çok bu kesime oynamakta. İYİ Parti içinde kendine yer bulan tek sesli parti olma arzusunun partiye egemen olması, AK Parti'den hoşnutsuz merkez sağ seçmenin İYİ Parti yerine Babacan - Davutoğlu cephesine kaymasını getirir.

*****

Bu gerçeği es geçen parti içi operasyonlar, İYİ Parti'nin büyümesine değil; erimesine, çözülmesine hizmet eder. MHP, iç ve dış sorunları şiddetle çözmeyi öne alan bir ideoloji partisi. Şu anda bu misyonunu yerine getirmekte, ideolojisinin gereklerini AK Parti'nin totaliter politikalarına destek vererek yerine getirmekte. Daha da öteye giderek; MHP'nin AK Parti'nin iç ve dış politikalarını pratikte olduğu gibi söylem düzeyinde de belirleyen iktidarın yönlendirici ortağı olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye'nin ikinci bir MHP'ye o nedenle ihtiyacı yoktur; Türkiye'de ikinci bir MHP de o nedenle olunamaz. İYİ Parti'de dışlayıcı girişimler kamuoyunda konuşulan boyutlarda ise, bu işin aktörlerine bizim yapabileceğimiz tek uyarı vardır: Yanlış hesap Bağdat'tan döner.