Geçtiğimiz gün Isparta'da ve Serik'te Antalya - Kayseri hızlı tren projesiyle ilgili çevresel değerlendirme toplantısı yapıldı. Toplantı öncesinde 2014 yılında verilen "ÇED olumlu" raporunun devre dışı bırakılıp, yeniden ÇED süreci başlatılmasını öğrenmek sevindirici oldu. Yapılan revizyonla projenin koruma alanlarına vereceği zararların en aza indirilmesi için güzergâh değişikliğine gidileceği bildirilmiş. Bu da sevindirici; ama insan sormaz mı, bugün "ÇED gerekli" dediğiniz proje için, nasıl olmuştu da daha önce "ÇED gerekli değildir" kararı almıştınız? KORUMU ALANLARI Antalya - Kayseri hızlı tren güzergâhında neler yok ki... Duraliler İçmesuyu Kaynakları Koruma Alanı, Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Döşemealtı - Yağcı köyünde bulunan antik su kanalı, Aksu Çayı Yeraltısuyu İçmesuyu Koruma Alanı, Aspendos Antik Kenti'nin içinde yer aldığı arkeolojik sit alanı, Köprüçay'ın içinden geçtiği arkeolojik sit alanı, Üzümdere Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Cevizli Gidengelmez Dağı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, hızlı tren hattının etkilediği, Antalya sınırları içinde yer alan koruma alanları. UMARIZ ÖYLEDİR Konya - Akyay Gölü Önemli Bitki Alanı, Konya - Bozdağ Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Alanı, Nevşehir - Göreme Tepeleri diğer iller sınırı içinde bulunan hızlı tren projesi güzergahında kalan alanlar.Onlarca kilometreyi bulan tünellerin geçeceği Toros Dağları, Türkiye’nin önemli tatlı su kaynaklarına ev sahipliği yapıyor. Hepsinden önemlisi, UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan Göreme Tarihi Milli Parkı, proje içinde kalıyordu. Tren yolu, Göreme Milli Parkı'nın içinden değil, sınırları dışından geçecek şekilde değiştirilmiş. Projenin, bu alanlara en az zarar verecek şekilde yeniden düzenlendiği belirtiliyor. Umarız öyledir. ÇEVREYE EN AZ ZARARLA "Projenin çevreye vereceği zararın en aza indirilmesi" ibaresi, başlatılan ÇED sürecinin akıbetini takip açısından son derece önemli. Tren yolları başta olmak üzere toplu taşıma ve toplu ulaşım projeleri, çevre tahribi ve trafik yoğunluğunun aza indirilmesi, ulaşım kolaylığı vb. açılardan, savunmamız gereken projeler. Doğadan yeni bir şey almayı, doğadaki bir şeyi bir başka yere koymayı gerektiren tüm projeler, çevre tahribine yer açar. Ortada bir proje varsa, çevre tahribi de vardır. "Çevreyle uyumlu projeler", "çevre dostu projeler" vb deyimler, çoğu kez bu tahribatın üstünü örtmeye yarar. O nedenle, diğer projeleri olduğu gibi, hızlı tren projesini de "çevreye en az zarar verme" koşuluna bağlı olarak destekleyeceğiz. TOP SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNDE Serik ve Isparta'da yapılan toplantılara katılan vatandaşların kaygıları daha çok tarım arazilerine; özel olarak da yolun içinden geçeceği kendi arazilerine yönelik. Yapılacak kamulaştırmalarda vatandaşların maddi zarara uğratılmaması üzerinde durulması gereken bir başka nokta. Vatandaşın mağdur edilmemesi adına projenin kuşa çevrilmemesi de bir o kadar önemli. Çevresel duyarlılık açısından olduğu kadar, bu açılardan da projenin takibi işi, meslek odaları başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarına düşüyor.