Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 10. Yıl Nutku’nun sonunda yer alan Gençliğe Hitabe’de vurguladığı şekilde:
-Demokratik, laik cumhuriyeti yıkarak ülkemizi geçmişin karanlıklarına taşımaya çalışan gerici hainler, bulunduğumuz coğrafyaya egemen olmak isteyen emperyalist güçlerle iş birliği içinde olabilirler,
-Demokrasi ve hukuk devleti yok edilmiş; gazeteciler, yazarlar, basın yayın organları, aydınlar ve toplumsal muhalefet tek adam egemenliğine dayalı baskı, tehdit ve hukuk dışı uygulamalarla susturuluyor olabilir,
-Yıllardır emperyalistlerin önerdiği politikalarla yoksulluğun ve cehaletin karanlığına sürüklenen halkımız çaresizlik ve umutsuzluk içinde olabilir,
-Bu politikaların sonucunda ülkemiz üretimiyle, tüketimiyle, ekonomisiyle dışa bağımlı bir ülke haline gelmiş olabilir,
-Türkiye Cumhuriyeti, ilkesiz uluslararası ilişkilerin ve politikaların sonucunda dünyada yalnız bırakılmış olabilir,
-Bütün bunların yanı sıra CHP’yi, tarihsel görevini ve misyonunu tamamlamış, tarihte kalması gereken bir parti olarak görmek isteyen gaflet, delalet ve hatta ihanet içinde olanlar da olabilir…
-Bütün bu koşullar karşısında Mustafa Kemal Atatürk’ün “En büyük iki eserimden biri” dediği CHP’nin yöneticilerine ve tüm üyelerine düşen görev;
CHP’nin ilk kongresi olan Sivas Kongresinde alınan kararların özü ve mantığıyla,
Bu kararlarla yaratılan kurtuluşun ve kuruluşun bilinci ve kararlılığıyla,
CHP’nin halkçı, devrimci kimliğiyle kuruluş ilkeleri temelinde halktan ve emekten yana politikalarla,
CHP’yi iktidara taşımak ve kurduğu demokratik laik cumhuriyetin bugününe ve geleceğine sahip çıkmaktır.