Ak Parti ve HDP'nin ardından CHP de adaylarını tanıttı. Salonda esen havayı soluyalım deyip, toplanı yerine erken gittik. CHP'de ön seçim yapılmamış olmasının etkisi kendini ilk bakışta hissettiriyordu. CHP adaylarının, söylendiği gibi kamuoyu araştırmaları yapılarak, anket sonuçları dikkate alınarak; il - ilçe örgütlerinin, il ve ilçelerdeki kanaat önderlerinin görüşleri alınarak belirlenmiş adaylar olmadığı ilk bakışta fark ediliyordu. Ortada aday olarak öne sürülmüş, aday olarak ilan edilmiş isimler vardı. İlk sıradakilerin üzerine yerlerinden memnun olmanın rehaveti çökmüş olmalı; mutlu ve galesiz şekilde geziniyorlardı. SEÇİM BARIŞI Bir gazeteci tam da bu noktada aday sıralamasıyla ilgili Manavgat - Alanya örneğinden yola çıkarak "Doğu - Batı" dengesi(zliği)ni hatırlatıp, neden böyle olduğunu sordu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak'ın, "78 aday adayımızın hepsi aynı değerdedir", "CHP için her yer birdir" şeklindeki cümleleri, kendisi için de doyurucu cevap olamazdı. Son gün yapılan Semih Esen - Cavit Arı değişikliği de gündeme getirildi. O konuyu da "aile içi mesele" olarak gündem olmaktan çıkardı Budak. Bu konular belli ki sadece Budak tarafından değil, salonda olan olmayan tüm CHP'liler tarafından 25 Haziran'a kadar gündemden çıkarılmış. Bu durum en etkileyici biçimiyle 5. sıradan alınıp 16 kişilik listenin dışına atılan Semih Esen'in "Adaylıktan çıkarılmamın okyanusun ortasındaki çöp kadar bir önemi yoktur" açıklamasında ifadesini buldu. CHP'de belki de ilk kez tanık olduğumuz bir işbirliği, elbirliği ortamı yaratılmış. CHP adaylarında gözlemlediğimiz rahatlık, daha çok bununla ilgili olmalı. "Aile içi sorunlarımızı, haksızlık olarak gördüğümüz şeyleri, 24 Haziran sonrasına bırakıp; Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçime odaklanacağız. Bunun dışında hiç bir şeyi gaile edinmeyecek, bunu desteklemeyen hiç bir soruya, hiç bir soruna kafa yormayacağız." Bu tavır, CHP'yi iktidar yapmasa bile eskisinden çok farklı bir iktidar alternatifi, eskisinden çok daha etkili bir muhalefet partisi yapacak diyebiliriz. BAYKAL'IN ADAYLIĞI Deniz Baykal'ın aday yapılmasıyla ilgili imalı soruya Budak'ın verdiği cevap birçokları için ikna edici olmadı. Oysa, Baykal'a bulunduğu durumda partisinin genel başkanı tarafından adaylık teklifi götürülmesi son derece nezaketli bir davranış olarak değer görmeli. Baykal'ın aday olmayı kabullenmesini nezaketsiz bir olaymış gibi ele almanın kendisi nezaketsiz bir yorum olabilir. İçinde bulunduğu ağır duruma rağmen "Ülkeme hizmet için ben de varım" diyen, CHP'ye yıllarca genel başkanlık etmiş bir isme bu şansı sunmamak, asıl o nezaketsizlik olur. "Baykal yemin edebilir mi edemez mi?", "Baykal'ın başına bir şey gelir de CHP parlamentoda bir milletvekili eksik mi kalır?" gibi faydacı soruların, bütün bunlar yanında hiç bir önemi olamaz. SON DERECE YERİNDE BİR TAVIR CHP'nin seçim bildirgesinde yer alan "anadilinde eğitim" vaadi de toplantıda gündeme getirildi. Budak, soruya, "Kürt sorununu Oslo görüşmeleri gibi gizli saklı platformlarda değil, TBMM’de tüm siyasi partilerin katılımıyla, partizan çıkarlara kurban etmeksizin, samimi ve şeffaf bir biçimde toplumsal uzlaşıyla çözeceğiz" şeklinde açık ve net bir cevap verdi. Ortada 10 binlerce askerimizin, bir o kadar yurttaşımızın yaşamına malolan, silahlı çözüm yöntemleriyle çözümsüzlüğe götürülen bir sorun varsa, bu konuda en çok barışçıl önerilere ihtiyaç var demektir. Budak'ın, CHP'nin bu anlamdaki önerisini sorunun etrafından dolanmayıp, açık ve net bir dille ifade etmesi de son derece yerinde bir tavırdı.
Trend Haberler

Antalya’da toplu ulaşımdan büyük kaçış!

Antalya Havalimanı'nda tepkiler sonuç getirdi! Bundan sonra ücretsiz olacak

Mersin üzerinden İsrail'e F-35 sevkiyatı mı yapılacak? Antalya Milletvekilinden müthiş iddia

Antalya İl Sağlık Müdürlüğü, kenti normal doğum afişiyle donattı

Akdeniz Sanayi Sitesi esnafı, diken üstünde! "Ölmemizi mi bekliyorsunuz?"

Antalya’da yeni at ve eşek eti vakası! Pidenin içinden kalp çıktı