Doğru kolay bulunmuyor ve örnek alınmıyor. İngiltere'de lig başlamadan transfer bitiyor. Bizde 5.hafta olmuş daha bitmiyor ve bu yüzden geç alınan futbolcuların takımlarına hiçbir katkısı olmuyor. Kulüp başkanları kafası bozulunca istifa ediyor ve etrafındaki antrenör, futbolcu, görevli, hepsi birden görevlerinden alınıp alınmama konusunda endişe duyuyorlar. Tedirgin yaşamak bir nevi psikolojik işkence. Oysa bunların çözümü çok basit.
TFF yönetmeliklerine bu hususta maddeler koyacak hepsi bu. Futbolumuzu düzeltmeye önce idari yönden başlamamız gerek. Buradan TFF'ye seslenebilir miyiz bunları düzelt diye bilemem. Bilinen hikayedir; topal karıncaya sormuşlar nereye gidiyorsun, o da hacca gidiyorum demiş. Sen bu hız ve topal bacakla, üstelik çok uzak bir yol nasıl gideceksin demişler. Karınca gidemesem bile bu uğurda ölürüm demiş. Benimki de o hesap. Futbolumuz hakkındaki görüşlerimi küçük de olsa bu cepheden bildirmeye çalışacağım.
Sivasspor maçına gelince, 2-1 mağlubuz. Maç sonunda Sn.B.Korkmaz golleri bireysel hatalardan yiyoruz bunun önüne geçemiyoruz diyor. Cevap veriyorum, siz takımı bu sistemde oynattığınız müddetçe bu oyuncular bireysel hataları yapmaya mahkumlar. Oynattığınız futbol savunma ağırlıklı hücum futbolu. Yani kısmen kontratak futbolu. Ancak bu futbolu ayağına hakim isabetli pas yapan topçular oynar. Yani sizin elinizdeki hata üstüne hata yapan kadroyla bu futbol oynanmaz.
Tereciye tere satmak haddim değil. Belki bir katkım olur diye özür dileyerek yazıyorum. Bence Antalyaspor her zaman ve her yerde organize olarak oynamalı. Yani işi tesadüf ve şans gollerine bırakmayan bilinçli bir futbol ortaya koymalı. Bunun için de çok çalışmalı, mesela günde çift antrenman hem de çalışma saatlerini uzatarak. Başka çare yok bir, haftaya Beşiktaş'ı yenmekten başka çare yok ki. Yoksa futbolun acımasız kurallarının işlemesini şahsen ben kesinlikle istemiyorum. Kupa maçında başarılar…