ABD İslam dünyasını, ılımlı, siyasal, radikal ve seküler diye ayırıyor. Bu ayrım rejim bakımından bir ayrımmış gibi algılansa da ABD öyle bakmıyor. Kendisine hizmet edene ılımlı İslam, etmeyenleri de terörist ilan ediyor. İster dinsel hükümlere dayalı yönetimi olsun ister olmasın kendisine hizmet edeni ılımlı İslam olarak adlandırıyor ve destek vererek ülkelerin başına iktidar yapıyor.

ABD, Arap Baharında görevi Müslüman Kardeşler/İhvanı Müslimin hareketine vermiştir. Afrika’nın kuzeyi karışmadan çok önce bölgemizde ve ülkemizde İhvan söz sahibi olmuştur. Ortadoğu’daki birçok ülkenin başına Müslüman Kardeşler geçmiştir. BOP ve İhvan süreci Mısır’da sekteye uğramasaydı bugün bu birliktelik kolay kolay açığa çıkmayacaktı. Ortadoğu’daki bütün İslami hareketler, ya Müslüman Kardeşler hareketine karşı doğmuş ya da içerisinden ayrılarak hareketin uzantısı olarak devam etmiştir. Elbette Müslüman Kardeşlerin İngiltere tarafından 1928’de kurulduğunun belgelerini tarihçiler açıkladığı için o boyuta girmeye gerek görmüyorum.

Geçen hafta Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye arasında 10 anlaşma imzalandı. 15 Temmuz 2016 sonrası Türkiye’de BAE ile bir sorun var diye yazıldı çizildi. Bunun cevabı için BAE’nin yönetimi ılımlı İslam yönetimi midir değil midir ona bakmak yeterli olacaktır.

BAE’de Müslüman Kardeşlerin varlığı çok eskilere dayanır. ABD ile BAE arasından su sızmaz. 2011 ve 2013 yıllarında BAE’de faaliyet gösteren İhvan üyeleri tutuklandı. Kasım 2014’te de Müslüman Kardeşler BAE’de terör örgütü ilan edildi. 2012’de BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah’ın “Müslüman Kardeşler ulus devletin sınırlarını ve egemenliğini tanımayan ve hatta ulusal birliğe zarar veren bir örgüttür. Dolayısıyla ülkelerin içişlerine karışmak onlar için garip değil” açıklaması İhvan’a bakış açılarını ortaya koyuyordu. Elbette bu bakış açısı ABD ile çatışıyorlar anlamına gelmezdi.

İşte tam da bu zamanlarda veliaht prens Muhammed Bin Zayed’in ağabeyi BAE yöneticisi Halife Bin Zayed El Nahyan birden bire beyin felci geçirdi! Yetki Muhammed Bin Zayed’e geçti. ABD’ye hizmet eden ama geleneksel devlet anlayışından vazgeçmeyen daha da açık olarak BOP’a evet demeyen yapı tavsiye edilmiş yerine İhvan ile sorunu olmayan İngiliz Kraliyet Askeri Akademisi mezunu Muhammed Bin Zayed getirilmişti!

Aynı süreç, kuruldu kurulalı emperyalizme hizmet eden Suudi Arabistan’da da yaşandı. BOP’un Arabistan’ı 5’e bölmüş haritası 2013’te The New York Times’te yayınlandıktan sonra 2017’de Prens Selman’ın başa gelmesi bölgede dönüşümün son noktasıydı. Selman, projeye karşı çıkan prensleri ve eski bakanları yolsuzlukla suçlayarak tutukladı. Hapis cezaları ve idamlarla tavsiyeyi gerçekleştirdi. İran ve Mısır dışında bölgemizdeki tüm ülkelerin yönetimleri ABD’nin istediği gibi şekillenmiş hepsine bahar(!) gelmişti. Bize bahar(!) zaten 2002’de gelmişti…

Üstelik BAE, BOP’un bir ayağı olan İsrail ile “Normalleşme” anlaşmasını da imzaladı. Nisan 2021’de de S. Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal Bin Ferhan, İsrail ile S. Arabistan arasında yapılacak bir “normalleşmenin” Ortadoğu’ya faydası olacağını söyledi!

Eğer BAE’nin ABD’nin bir başka hizmetçisi olduğunu ve iktidarla kavgalı olmadığını göremezsek gerçeğe ulaşamayız. Pandemi bahanesi ile ekonomilerin “sıfırlandığı” böyle bir dönemde kim kime 10 milyon dolar verir? Ortadoğu’da ABD’den izinsiz kimse kimseden ne para alabilir ne de verebilir!

15 Temmuz sonrası Türkiye’de hangi kurum dönüştürülmüştür, dönüştürenler kimlerdir, bakarsanız 15 Temmuz’u kimin yaptığına daha sağlıklı karar verebilirsiniz… ABD, Türkiye’deki işbirlikçileri ile birlikte yürümeye devam etmektedir…