CHP ne yaptı ’ya bir bakmak gerekir. CHP ideolojik yapıdan sıyrılıp, genel konjöktürde tüm partilerin tabanlarından oy toplamaya çalıştı. Bunun için yeni partiler ve gruplarla görüşüp hepsine yardım ve birlikte hareket etme sözü verdi. Oy potansiyelini sağ tandanslı partilerle ve onlardan uzaklaşanlarla artırdı. Ama yetmedi… Söylemlerinde herkesin hakkını savunmaya çalıştı. Pek çok önerge verdi ama yine yetmedi…  AKP- MHP oylarıyla tüm önergeler, komisyon kararları, soru önergeleri ya ret edildi ya da manipüle edildi.

Bir önceki yerel seçimlerde başarılı çıktı, çünkü tüm karşıt gruplarla konsensüs sağlamıştı. Peki, bu seçimde neden aynı şey olmadı? Çünkü CHP karşıtlıkları bir araya getiremedi ve çıkarları için hareket edenlerden kurtulamadı. Türkiye’de sağ görüşlü seçmen olduğu kadar sol görüşlüsü de var. Tarikatların sözünden çıkmayan gruplar olduğu gibi derneklerle sivil toplum ile kendini duyurmaya çalışanlar da var.  CHP her kesime taviz vermek zorunda kaldı ama kimseye yaranamadı.

CHP NE YAPMALIYDI?

 Tarikatlar tarafına yaklaşsa laik grup ses yükseltti. Sola yaklaşsa iktidar terörist olarak suçladı. Kendine yoldaş seçtikleri, doğal olarak önce kendi çıkarlarını düşündü. Parti alt tabanı seçim sonucunu hüsranla karşılayıp CHP’yi suçladı. Yardımda bulunduğu İYİ Parti ona sırt çeviren açıklamalar yapıp, pişmanlığını dile getirdi. HDP ile daha çok iş birliği yapan partiler bile, gizli saklı onlarla görüşüyor diye CHP’yi hedef gösterip “Kandil dostu” dedi. Tarikatlar laikliği savunduğu için dinsiz dedi. Sağa yaklaştı sol küstü, sola yaklaşmadı ama sağ küstü. Soru önergeleri verip yolsuzlukları, haksızlıkları, anayasaya aykırı durumları sordu buna da kimse onay vermedi ve yanında yer alan olmadı.

CHP KORKTU MU? ZATEN KORKTUKLARI SÖYLENDİ!

 Bütün bunlar acaba CHP’nin kendini net olarak tanımlayıp ortaya koymamasından mı kaynaklandı yoksa korkaklığından mı? Öyle ya biz HDP’yi de istiyoruz, İşçi Partisini de istiyoruz diyemediğinden mi? PKK’lı denmesinden mi korktu? Ama zaten 7’li masa dendi. 2012’den beri yapılan uygulamalar kozmik oda, ordunun tasfiyesi ve değişimi, tarikatlara verilen kadrolar, ödünler için net tavır takınamadı. Dinsiz denmesinden mi korktu? Ki zaten dediler.

15 Temmuz kalkışması ardından daha çok sindi CHP. 2019’da tam kendine geldi ve varlık gösterdi derken pandemi patladı. Ortam, dünya, ülke değişti

DIŞARDAN GAZELLER CHP’NİN SESİNİ KISTI.

 CHP bu değişim karşısında ne kadar değişebildi. Hala değişim deyince, yalnızca kişilerin değişiminden konuşuluyor. Öyle ya parti deyince halk yalnız parti başkanlarını tanıyor. Tüm delegeler başkana yaranmak istiyor. Önce bu düzeni değiştirip örgütlenmeyi sadece genel başka bırakmamak gerekir. Parti kurullarının gerçek bir denetim mekanizması kurması gerekiyor. Başkan ister Kılıçdaroğlu ister İmamoğlu olsun fark etmemeli. Parti iç işleyişi sağlam olursa, güven duygusunu yeniden sağlayabilir. Seçmeniyle gerçek bir bağ kurmalı. Kongre sürecinde iç işlerine seçim süreçleri üzerine kimsenin karışmasına izin vermeyip, kendine odaklanmalı, hiçbir konuda savunmaya geçmemeli, sen ne yapıyorsun diye sormalı diğer partilere.

CHP muhalefet olarak üzerine düşeni yapmaya çalışıyor ancak “Kim Parti başkanı olacak?” tartışması gölgesinde, hariçten gazel okuyanların gürültüsüyle sesi kısılıyor.