Muratpaşa Belediyesi'nin çarşamba günü yapılan toplantısında belediyenin Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası'na (SODEM-SEN) üye olması kararı alındı. Meclis kararında, "Belediyede çalışan işçilerin bağlı bulunduğu sendikayla yapılacak toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde belediyeyi temsilen SODEM - SEN'e yetki verilmesi" ifadeleri yer aldı. Bu kararın CHP ve İYİ Parti gruplarının "evet", AK Parti - MHP gruplarının "hayır" oyları sonucu, oy çokluğuyla çıktığını hatırlatalım.

*****

Kendisini "sosyal demokrat" olarak adlandıran, emeğin ve emekçinin temsilcisi olması gereken bir partinin, işveren sendikası kurması, işçilerle toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini bu sendikaya vermesi garibime gitti. CHP'li meclis üyelerinden birine "Bu da nereden çıktı?" dedim; meclis üyesi, "Genel Merkez kararı" cevabını verdi.

*****

CHP Genel Merkezi'nin bu konudaki görüşü için internette gezinirken SODEM - SEN'in kuruluş çalışmalarını yürüten Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun'un açıklamasına rastladım. SODEM - SEN'le toplu sözleşme görüşmelerinde belediyeyi temsil etme gibi bir amaç gütmediklerini belirten Torun, "Burada belediye başkanları kendi sorunlarını görüşecekler, bilgilerini, deneyimlerini birbirlerine aktaracaklar. Sendika aracılığıyla kendi haklarını koruyacak,;bilgilerini, görgülerini, dayanışmalarını artıracaklar" diyordu.

*****

Muratpaşa'nın kararında geçen "toplu sözleşme görüşmeleri için yetki" ibareleri yanlışlıkla telaffuz edilmiş olabilir mi deyip, SODEM - SEN'in tüzüğüne baktım. SODEM - SEN tüzüğünün 4. maddesinin 2. fıkrasında da, "Sendika, üyeleri adına toplu iş sözleşmesi yapar ve toplu iş uyuşmazlıklarının doğmasını önlemek gayesi ile üyelerine tavsiyelerde bulunur ve aracılık eder" deniyor.

*****

Torun, "MHP'nin MİSSEN'i, AK Parti'nin YERELSEN'i olduğunu ekliyor ve "Bizim de bir sendikamız olsun istedik" sözlerine yer veriyor. SODEM SEN'in CHP'lilerin yönetimde olduğu belediyelerde işçilerle toplu sözleşme yapma yetkisinin olduğu yerde, MİSSEN ve YERELSEN de MHP ve AK Parti'nin yönetimde bulunduğu belediyelerde bu yetkiyi kullanacak demektir.

*****

Böyle bir durumun ortaya çıkması, belediyelerde işçilere siyasi partilerin güdümündeki işveren sendikaları tarafından tek tip sözleşme dayatılması sonucunu doğurmaz mı? Toplu sözleşme yapma yetkisini tek tek belediyeler yerine siyasi parti güdümündeki bir tek kuruma teslim etmek, işçi sendikalarının pazarlık gücünü zayıflatmaz mı? Belediye yönetimleri yerine CHP'li belediyelerde SODEM-SEN'in, MHP'li belediyelerde MİSSEN'in, AKParti'li belediyelerde YERELSEN'in toplu sözleşme imzaladığı bir sistem... CHP'nin işçi sınıfına 96. yıl armağanı olarak böyle bir sistemi layık görmesi kadar, bu konuda başında "Devrimci" sözcüğü bulunan sendikaların ses çıkarmaması da gerçekten çok garip.