Sektör, Tarım Bakanı Vahit Kirişci’nin Antalya ziyaretinden umutluydu. Yıllardır bir değişim ve gelişim göremeyen temsilciler, yeni bakanın ağzından çıkacak iki cümle, birkaç müjde ve sektörün kronikleşen sorunlarının çözümü ile ilgili ortaya koyacağı formülleri bekledi.
Otellerde yapılan oturumlar, parti merkezlerindeki ziyaretler ve seralarda verilen pozların ardından ziyaret sona erdi. Bu arada dosyalar verildi, fikir alışverişleri yapıldı ancak somut bir gelişme olmadan herkes yoluna gitti. Üreticiler ve firmalar, şimdi Ankara’dan gelecek iyi haberleri bekliyor.
İlerleyen süreçte ne gibi iyileştirmeler olur bugünden kestirmek zor. Ancak tarla ve serasına aşırı pahalılıktan dolayı gübre atamayan çiftçinin bu sorunu çözülmedi.
Rusya Ukrayna savaşı nedeni ile ihraç edilemeyen tarım ürünleri, Rusya’nın sınırlarını açması ile biraz olsun rahatlayacağı benziyor: Ancak ihraç edilen ürünün, arz fazlalığı nedeni ile iç piyasadaki fiyatının yükselme gibi kötü bir huyu var. Bu konudaki dengenin nasıl sağlanacağı konusunda kimsenin henüz bir fikri yok.
En temel giderlerden mazotun fiyatının veya KDV oranının indirilmesi konusunda adeta yaprak kımıldamıyor. Çok umutlu değiller ancak sektör temsilcileri traktörlerinde kullandıkları mazota yat sahipleri kadar vergi ödemek istiyor.
Türk tarımının en önemli sorunlarından biri olan üretim planlaması, bu bakan döneminde de gündeme gelmeyeceğe benziyor. Bir yıl önce para eden ürün, bir yıl sonra çok fazla üretildiği için çöpe dökülmeye devam edecek gibi görünüyor.
Gübre ve ilaç fiyatlarındaki fahiş artış da gündemde yer bulamayan konular arasında yer aldı.
Et ve hayvancılık ile ilgili sorunlar da azalmadığı gibi her geçen gün büyüyerek devam ediyor.
Bu ve benzeri sorunlar maddeler halinde ele alınıyor. Dile getirme konusunda sorun yok. Sorun, yaşanan bu sıkıntıları çözüme kavuşturacak formülün olmaması veya konuşulmaması.
Bir kişi göreve geldiğinizde ilk intiba çok önemlidir. Göreve gelen her bakana olduğu gibi Vahit Kirişçi için de aynı güzellemeler yapıldı. Sektörün beklentileri arttı ve tarımla hayvancılıkla uğraşan insanlar uzun yıllar sonra bu kadar umutlandı.
Bakanın Antalya ziyaretindeki eylem ve söylemlerine bakınca, eski bakandan çok da farklı olacağı izlenimi vermedi. Sektör temsilcilerinin önemli bölümü hayal kırıklığına uğradı.
Antalya ziyareti boyunca anlatılanları dinleyen ve ekiplerin hazırladığı metni okuyan Bakan Bey’in, sorunlara da bakıp gördüğünü umuyoruz. Sorunları öğrenmek için bakmaya da gerek yok, duyabiliyor veya hissedebiliyorsunuz. Vahit Kirişçi’nin Antalya ziyaretleri ve yaşanan sorunların çözümü konusunda neler yapacağını önümüzdeki süreçte göreceğiz.
Üretmeyen ülkelerin yaşadığı sorunlar ortada. Ülke olarak iç çekişmeleri bir kenara bırakarak bir an önce üretime yoğunlaşmalıyız. Dışa bağımlı olmanın bedelini, dövizdeki en küçük dalgalanma sonrası çok acı bir şekilde ödedik.
Türkiye’nin toprağı, suyu, güneşi ve yeterli işgücü var. Bu bileşenleri doğru organizasyonda buluşturacak bir yönetime ve planlamaya ihtiyaç var.
Sayın Bakan göreve yeni geldi ve yargılamak için erken ancak Türk tarımının kaybedecek zamanı yok. Türk halkının da dışa bağımlı olarak yaşayacak dermanı yok.
İşsizlik ve pahalılığı da göz önünde bulundurursak, ülke olarak en önemli konumuz üretim olmalı. Sayın Bakan da bu konuya gereken hassasiyeti göstermeli.