Skora aldanmamak gerek. Antalyaspor, onca eksiğe rağmen Beşiktaş’a iyi direndi. Hatta şansı ve biraz da beceri olsa maçtan puan ya da puanlar alabilirdi. Teknik direktör ve başkan değişikliğinin takıma pozitif yansıdığını söyleyebiliriz. Hamza hoca, kısa sürede oyuncuları motive etmiş. Fakat golcü ve 10 numara eksiği bariz bir şekilde kendini belli ediyor. Geçtiğimiz günlerde, “Türk futbolcular benim 500 metre gerimden geliyor” diyen Eto’o’ya hak vermemek elde değil. Eğer bugün sahada olsaydı ilerlemiş yaşına rağmen hiç şüphesiz Beşiktaş kalesini 10 Antalyasporludan daha çok zorlardı. Yanlış saymaydıysam Antalyaspor’un maç boyunca iki şutu oldu. Bunlardan da biri ilk, diğeri de ikinci yarıda. 90 dakikaya sığdırılan iki şut. Antalyaspor’da zaten şutörlük eksikliği sezon başından beri kendi gösteriyordu, fakat rakip Beşiktaş olunca oyuncuların daha da çekimser olduğu, “Şut çekerim ya isabetli olmazsa” korkusu göze çarptı. Sakıp hastamıydı bilmiyorum ama onunla neden başlanmadı anlamadım. Eğer sakat değilse Sakıp ilk 11’da sahada olmalıydı. Danilo saç stiliyle birlikte oyun anlayışını da değiştirmiş. Önceye göre daha istekliydi. İkili mücadelelere girmeye çalıştı. Emre Güral yaptığı basit top kayıpları ile taraftarı bıktırırken, tek golün sahibi Charles Antalyaspor adına takımın en iyisiydi diyebiliriz. Hamza hocanın takıma açık futbol oynatması seyir zevki yüksek bir maç izlememizi sağladı. Takıma yeni transfer gelmediğini hesaba katmak gerekir. Sonuç olarak orta saha ve forvet eksikliği bariz göze batan Antalyaspor, lig arasını iyi değerlendirmiş. Eksikler giderilip, bireysel beceriler artırılırsa Antalyaspor ligin ikinci yarısını daha iyi bir noktada bitirebilir. Aksini düşünmek dahi istemiyorum.