Modern çağın çılgın projesi futbol. Fabrika fiyatına futbolcular alınıp satılabiliyor. Takımlardan ya da futbolculardan markalar yaratılabiliyor. En çok heyecanı taraftarlar yaşıyor: Ligler hiç bitmese, diyorlar. Popüler kültürün en önemli gösterilerinden biri olan futbolun bu kültür içerisindeki yeri ne olabilir? Pop müzik ve popüler kültürün birçok versiyonu kadın erkek cinselliğine birlikte vurgu yaparken futbolun cinsiyeti gücünü erkek kültüründen alır. Futbolu belirleyen erkek kültürü eşcinsellik korkusundan ve eşcinsellik yergisinden beslenen sloganlarla trübün demokrasisine yansıyor, eşlik ediyor. Popüler kültürün bir biçimi olarak futbol, diğer sporların birçoğu gibi savaş oyunudur. Modern bir spor olan ve tarihi modern döneme tekabül eden futboldaki savaş, kılıç kalkanla ya da ateşli silahlarla yapılan savaşların parodisidir. Futbol, savaşın gülünç değil eğlenceli taklididir. Savaşın savunmaya ve saldırıya ilişkin tüm strateji ve taktikleri, kendi metaforlarıyla futbolun kültürü içinde yer alır, onun yapılanmasını oluşturur. Teknik kapasite, yetenek, parasal olanaklar, savaşan güçler arasındaki denge durumu, mevzilenme, zamanlama, motivasyon, cesaret, konsantrasyon, stratejilerin yerindeliği, taktiklerin uygulayıcılar tarafından eksiksiz yerine getirilmesi, gerçek savaşlarda olduğu gibi futbolda da kazanmak-yenmek için gerekli ve zorunludur. DAHA 'İNSANİ' Eğlence haline getirilen savaşı on binlerce, milyonlarca insana haz duyurarak izletmek, savaşın kendisi kadar korkunç değil mi? Evet, bir yanıyla öyle. Diğer yanıyla ise şöyle: Canlı varlıkların en zaliminin ve en acımasızının insan adı verilen yaratık olduğunu, tarihin Nietzsche'nin dediği gibi güç istenci - güç ilişkileri tarafından belirlendiğini düşünürsek, buradan kaynaklanan korku kültürünün bir ölçüde güç ilişkilerinin parodisiyle eğlenceye dönüştürülmesini, seyirlik hale getirilmesini onaylamak gerekebilir. Çocuklarımıza öldürücü savaş araçlarının oyuncak haline getirilerek sunulmasından; öldürmekten, imha etmekten zevk duyan canavarlar olarak büyümelerine ortam hazırlamaktan, futbol şeklinde örgütlenen erkek oyunu daha insani, daha bir "rehabilite edici" olmalı. ZAMAN MEKÂN OYUNU Futbol aynı zamanda serbest piyasa ve serbest piyasanın denetimini ellerinde bulunduran tekellerin ekonomik savaşını, o savaşın yasalarını yansıtan bir popüler oyundur. Modern ekonominin rasyonellik gerektiren sisteminin güç ve zekâ oyunu haline getirilen futbol, rasyonel insanın başarı standartlarının da yansıtıcısıdır. Zamanı ve mekanı rasyonel kullanmanın, yardımlaşma ve dayanışmanın, kolektif emeğin olduğu kadar kolektif girişimin, tüm verilerin rasyonel kullanımı sonucu azami verim sağlamasının, bireysel özgürlüğün kolektif çaba içerisindeki kullanımının seyirlik gösterimi, göz zevkine hitap eden örgütlü faaliyetidir. İnsan vücudunun estetik yönelimi ve gelişiminin doruğa ulaştırılması, gücün verimli ve ölçülü kullanımının uygulamalı eğitimi; rastlantının ve becerinin nelere kadir olabileceğinin, insanı nelerden mahrum kılabileceğinin gösterisidir. Parayla ve paraya sahip olanlarla flörtü ölçüsünde eleştireceğimiz; insanın içindeki saldırganlığı simûle ederek onu estetik bir konumda göz zevkinin karşısına koyduğu ölçüde yanında olacağımız bu "sanat", modern toplumun hıza ve harekete dayalı dinamiklerine ayna işlevi görür. EĞLENMEK VARKEN Farklı uluslar, farklı milliyetler, farklı ırklar arasındaki başkalıkların bir tek dünya ulusunun mozaiklerini oluşturduğu, farklı olanlar arasındaki rekabetin bir oyundan ibaret hale geldiği, insani ilişkileri belirleyen güç ilişkilerinin şiddetten arındırıldığı oyun ve seyir alanları, çağımızın göstergeler toplumunun barışçıl geleceğine ilişkin mesajlar sunuyorsa onu reddetmemiz neden gerekli olsun? Futbolun bir diğer boyutu onun karnavalesk yaşamla ilgili oluşu. Festivallerden, karnavalesk yaşamdan yana olduğumuz ölçüde; homofobiden, şoven milliyetçilikten kurtarılmış futbolun seyir zevkinden mahrum kalmak neden gerekli olsun? Savaşın parodisiyle, simülasyonuyla eğlenmek varken, kendisiyle uğraşıp, acı çekmek, acı çektirmek neden bizim işimiz olsun?