17 Ağustos depreminin yıldönümünde depremle ilgili duyarlılık yaratmak amacıyla meslek odaları tarafından bir dizi etkinlik düzenlendi. Bu etkinliklerde çizilen karamsar tablo, depreme karşı hazırlıklı olmadığımız; deprem gerçeğini ciddiye almadığımız, kentleşmeyle ilgili diğer konularla ilgili olduğu gibi depremle ilgili de işi Allah’a havale ettiğimizi gösteriyor. HÂLÂ BİR MASTER PLANIMIZ YOK Uzmanlar Türkiye topraklarının yüzde 92’sinin, nüfusunun yüzde 70’nin deprem tehlikesi altında bulunduğu, 250 yıllık deprem periyoduna ulaşıldığı, yıkıcı depremlerin beklendiği uyarısında bulundu. Antalya’nın durumuna gelince: Antalya, 1988 yılında yapılan teknik çalışmalar sonunda 4. Derece Deprem Bölgesi'nden 2. Derece Deprem Bölgesi'ne çekildi. Antalya’da bu nedenle 1988 öncesi yapılan yapıların deprem anında nasıl bir tepki vereceği bilinmese de bu yapıların büyük bölümünün yıkılıp yerle bir olacağı kehanet gerektirmiyor. Deprem gerçeğini farklı yönleriyle ele alan bir dizi toplantı ve konferansa yer veren İnşaat Mühendisleri ve Jeoloji Mühendisleri odalarında dile getirilen ortak görüş, bütün bunlar ortada iken hâlâ bir deprem master planımızın ve deprem toplanma alanlarımızın olmaması; toplanma alanı olabilecek parklarımızın imar değişiklikleri ile yok edilmiş / yok ediliyor olması. TOPLANMA ALANI DA YOK İMO Antalya Şube Başkanı Mustafa Balcı, “Antalya’nın bir deprem toplanma alanı yok. Varsa da biz bilmiyoruz. İnşaat Mühendisleri Odası bilmiyorsa, vatandaş nereden bilsin” dedi. “Deprem toplanma alanıyla ilgili sizin bir önerinizi var mı?” diye sorduğumuzda, “Var “ dedi, “Yüzüncü Yıl’da TOKİ’nin iş merkezi yapmak istediği alan. Kentin dışında deprem toplanma merkezi olmaz, toplanma merkezi kent merkezinde olur. Burası kent merkezinde, Tıp Fakültesi ve Devlet Hastanesi’nin dibinde. Antalya Stadyumu’da böylesi bir durumda toplanma merkezi olarak kullanılabilir.” İSTANBUL’DA DA DURUM AYNI Deprem riskinin yüksek olduğu diğer illerde de durum farklı değil. Uzmanlar, İstanbul’daki kuvvetli bir depremde 650 bin kişinin hayatını kaybedebileceğinden söz ediyor. İstanbul Üsküdar’ın Ünalan mahallesindeki tek büyük deprem toplanma alanı TÜRGEV’e verilmiş. Üstelik de dalga geçer gibi 17 Ağustos 1999 depreminin yıldönümünde. MESLEK ODALARINA KULAK VERİN “Deprem kaçınılmaz bir doğa olayı. Bu gerçek kabul edilmeli; ama bilimin ve mühendisliğin gerekleri de yapılmalı. Depremle birlikte ortaya çıkan can ve mal kayıplarını 'kadere' bağlayarak sorumluluktan kaçıp kurtulma anlayışı doğru değil. Depremi önlemek olanaksızdır. Ama depremin afete dönüşmesini önlemek olanaklı. Bu da bilim ve mühendislik kurallarına uymakla olur. Onun için bilim insanlarını dinleyin. Meslek odalarını dinleyin. Uyarılarına kulak verin. Hepsinden önce tüm planların birleştirilmesiyle oluşturulacak acil bir deprem master planı yapın. Enerjinizi, kaynaklarımızı buna harcayın. İzlediğimiz toplantılardan, dinlediğimiz konferanslardan aklımızda kalanlar bunlar.