Çok bağıran, çok güçsüzdür. Çok denetleyen, için için korkmaktadır. Çok yasaklayan, çok çaresizdir.

Olup bitene biraz da böyle bakmak gerekiyor.

Haftalarca belki de aylarca tartışılması gereken konular jet hızıyla yasalaşıyor. Bir sabah demokratik yolla seçilen bir partinin kapatılması davasıyla uyanıyoruz, ertesi sabah aynı partiden bir milletvekilinin vekilliğinin düşürüldüğünü öğreniyoruz, sonraki sabah kadın haklarıyla ilgili sözleşmenin feshedildiği haberiyle güne merhaba diyoruz.

Daha konunun birini bitirmeden, tartışmadan yeni bir gündemle karşı karşıyayız. Bu yaşananlar artık gündem olmaktan çıktı.

AKP oynuyor, toplum izliyor demek daha doğru olur.

Çünkü gündem diyebilmemiz için konunun farklı kesimler tarafından tartışılması gerek. Fakat ülkenin AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öyle bir imkan tanımıyor.

‘İstanbul sözleşmesini feshettim’ diyerek konuyu kestirip atıyor. Sonra vekilinden bakanına, danışmanından partilisine kadar bir ton insan bu kararı aklamak için olmadık açıklamalarda bulunuyor. İstanbul Sözleşmesi geçerliliğini yitirmişte, Türkiye’nin bu sözleşmeye ihtiyacı yokmuş da falanmış da filanmış…

Öyle dahi olsa demokrasinin bir gereği olarak keşke bunu tartışsaydık…

Sonra tek adam rejimi diyince kızıyorlar

Fakat işin üzücü yanı ülkenin geleceğini etkileyen böylesi önemli kararlar alınırken toplumun büyük kısmı olan biteni izlemekle yetiniyor.

Acı ama gerçek… Kadın cinayetleri artıyor aynı kitle sokakta, ekonomi dipte aynı insanları alanda görüyoruz, cumhuriyete, demokrasiye, aydınlığa, laikliğe atılan her kurşunda aynı topluluk hak arayışı için sokağa dökülüyor. Geri kalan kesim ‘Bana dokunmayan bin yıl yaşasın’ zihniyetinde.

Kimseyi suçlamıyorum, sadece gördüğümü yorumluyorum.

Erdoğan en uçta siyaset yapmaya alıştı. Toplumun sinir uçlarına dokunmaya devam ediyor. Gelen reflekse göre rotasını belirliyor.

Şimdi İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı. AKP arkasına yaslanıp olanı biteni izliyor. İki gündür yapılan eylemler, protestolar cılız kaldı. Erdoğan arkadaşlarıyla bir zafer daha kazanmanın sevincini yaşıyor.

Akademisyen Fatih Yaşlı çok eski bir twitinde ‘Şeriat öyle meclisten falan çıkan bir kararla gelmeyecek. Bir sabah şeriat benzeri bir yöntemle uyanacağız” demişti. Çok haklı. Adım adım uçuruma ilerliyoruz. Silkinme vakti gelmedi mi?