Böyle soruyor Türkiye Komünist Partisi... Daha doğrusu soruyu yanıtlıyor.

Karl Marx, tarihteki tüm savaşların sınıflar arası mücadelenin bir sonucu olduğunu tespit eder. Tarihin bilimsel olarak ele alınması düşüncesinin öncüsü olan Marx’a göre kapitalizm, gerek duyduğu anda savaşlar çıkarır. Kendi vatandaşı da olsa insanları ölüme yollamaktan çekinmez. Bugün hala geçerliliğini koruyan bu tespiti gelin bugünkü post modern savaşlara uyarlayalım.

Ortada bir savaş var. Hatta bir çok yoruma göre üçüncü dünya savaşını yaşıyoruz. Bu kez farklı cephelerde sürmüyor savaş. İzole bir bölgede, daha çok teknolojilerini kullanan ülkeler mevzi kazanmaya çalışıyor. Hatta bu, çoğu kez temsilciler üzerinden yürüyor. Emperyalizmin ağa babası ülkeler, destekledikleri gruplar aracılığıyla uzaktan uzağa kapışıyor.

Ve elbette söylemeye gerek yok ki zengin zümre kendi refah ülkesinde huzur içinde yaşamını sürdürürken, yoksullar savaşın taşeronlarınca birbirini boğazlıyor.

Suriye’de milyonlarca insanın canına, evine, yurduna mal olan bu temsili dünya savaşı, patronların cebini dolduruyor.

TKP’nin açıklamasına göz atalım:

MUHALEFET ERDOĞAN'A ÇALIŞIYOR

"Erdoğan, Suriye müdahalesiyle birlikte yaşanan gelişmelerde, “anti-emperyalist” kimliğine bürünerek, ABD ve AB karşıtlığını ülkenin iç siyasetinde sopa olarak kullanmaya devam ediyor" yorumunda bulunan komünistler, kısa bir süre önce Erdoğan’ın geriletilmesi planı çerçevesinde ortaklaşmış olduğu söylenen muhalefet bloğunun eksiksiz olarak bu adımın destekçisi olduğunu ileri sürüyor. TKP’nin açıklamasında şöyle deniliyor: "Ulusal çıkarlar ve terörle mücadele adı altında, Erdoğan’ın siyasi ömrü uzatılıyor. CHP başta olmak üzere, Erdoğan liderliğinde egemen bir ülkenin sınırlarına müdahalenin başarısı için duacı olunuyor."

ÜLKE İÇİN KUMAR SERMAYE İÇİN KAZANÇ KAPISI

Suriye müdahalesi ile birlikte Türkiye’nin ekonomisinde yaşanan gelişmelerin de üzerinde durulması gerektiğini söyleyen TKP, yabancı basında sürekli vurgulanan, Erdoğan’ın Suriye’ye müdahalesi ile büyük kumar oynadığı söylemlerine özellikle Türkiye’de yaşanan ekonomik gelişmeler ışığında kuşkuyla bakmak gerektiğini öne sürüyor.

Harekatın ve savaş yanlısı politikaların ekonomik sonuçları hakkında şu değerlendirme yapılıyor:

“Temel bir doğrumuz var, bu sorunun cevabını da bu doğru üzerinden yanıtlamak zorundayız; bu düzen içerisinde savaşın kazananı her zaman sermaye olacaktır. Savaşın faturası da tıpkı yaşanan krizler gibi emekçi halkımızın sırtına yüklenecektir."