AKP’li Menderes Türel’in ‘çılgın projesiydi’ Boğaçayı. Karşı çıkanları hizipçilikle, istemezükcülükle, hatta teröristlikle suçladı. Yerel seçimlere yetiştirmek için Boğaçayı’nın etrafı plastikten palmiyelerle süslendi, Boğaçay yatağı kazıldı, neyse ki denizi içeriye alma fikrinden son anda vazgeçildi.

Boğaçay projesinin deli saçması olduğunun ilk emarelerini kış ayındaki sel felaketinde görmüştük aslında. Fırtına, Türel’in diktiği plastik ağaçları ve yapmacık süsleri darmadağın etmişti. Doğa, ona ait olanın değiştirilmesini istemiyordu.

Fakat ‘dediğim dedik, çaldığım düdük’ diyen Türel ve ekibi uyarılara kulak asmadı. Hatta Boğaçay 1. Etap’ın renkli açılısında, “İstemezükcülere rağmen projemizi hayata geçirdik” diye böbürlendi. Devam eden günlerde Boğaçay’da piknik yapan aileleri ziyaret etti falan filan…

TÜREL SEVİCİLER BU BÖLÜMÜ İYİ OKUYUN

Gelinen noktada Boğaçay’ın durumu ortada. 3 günlük sefa, yerini cefaya bıraktı. Yanlış uygulamalar nedeniyle Boğaçay yosun bağladı. Yosunlar tam kesilemiyor çünkü kesilirse alttaki oksijen oranı düşecek. Yosunları uygun yerinden budamak için özel bir makine getirildi. Şimdi o makine ile yosunlar temizlenmeye çalışılıyor.

Bunun yanı sıra dere yatağı kazıldığı için kum ve çakıllar sahile doğal yollarla taşınmıyor. Derede biriken kum ve çakıllar dönemsel olarak kamyonlarla alınıp Konyaaltı sahiline dağıtılacak.

Bitmedi, yosunların çıkmaması için dönemsel olarak suya canlı bakteri bırakılacak. Bu işin maliyeti de yıllık 3 milyon lirayı bulacak. Fakat bu bakteriler yosunlarla birlikte sudaki oksijeni de azaltacağı için Boğaçayına suni fıskiyeler yerleştirilecek.


Bitmedi, Konyaaltı sahilinde dalgaların kıyıyı yemesini engellemek için kıyı şeridi boyunca

kayalardan oluşan mahmuzlar yerleştirilecek…

Yani sizin anlayacağınız doğanın yapması gerekeni insanoğlu eliyle yapacak ve inanın çok pahalıya patlayacak.

Boğaçay projesinin 130 milyon TL’ye mal olduğunu biliyoruz. Peki bu kadar büyük bütçeli bir projede bu olanlar öngörülmedi mi?

Elbette öngörüldü. Hatta Başkan Menderes Türel’in bizzat uyarıldığı, fakat Türel’in, “Olsun devam edin” talimatı verdiği iddia ediliyor.

Türel bu kente geri dönülmez bir kazık attı. Bunun vebalini maalesef tüm Antalyalılar ödeyecek. Türel ve ailesi sırça köşklerinde hayata devam ederken, bizim çocuklarımız belki de Konyaaltı’ndan mahrum kalacak!

Bunu sindirmek kolay değil, bunu kabullenmek kolay değil.

Şimdi soruyorum:

Mutlu musun Menderes Türel, mutlu musunuz Türel seviciler, mutlu musunuz çılgın proje aşıkları…