TÜSİAD iktidara, “İktisat bilimi kurallarına dönün” çağrısı yaptı. Erdoğan ise “Ey TÜSİAD ve yavruları, size sesleniyorum, tek göreviniz var; yatırım, üretim, istihdam, büyüme. Siz bunda ne yapıyorsunuz? Önce onu ortaya koyun. Kalkıp da hükümete saldırmanın değişik yollarını, versiyonlarını aramayın, bizimle mücadele edemezsiniz. Sizin cinsinizi de cibiliyetinizi de gayet iyi biliyorum. Sizin derdiniz başka ama bizim derdimiz bambaşka. Biz, vatan sevgisiyle, millet sevgisiyle yürüyoruz. Siz ise 'Acaba biz bu hükümeti nasıl çökertir de isteyeceğimiz, sömüreceğimiz bir yönetimi iş başına getirtiriz.' bunun için gayret ediyorsunuz. Bu millet size bu fırsatı vermeyecek." diye karşılık verdi.

TÜSİAD’ın farkında olmaması mümkün değil! Türkiye’de, Ortadoğu’da ve Afrika’da sadece ekonomi değil her şey sıfırlanıyor! Göç dalgaları yaratılıp mültecilik meşrulaştırılıyor! Ulus kavramı yok ediliyor, mültecilere karşılıksız vatandaşlık veriliyor. Devletlerin sınırları yok ediliyor. Dünya vatandaşlığı zaten kulağımızda normalleşmişken insanlara bunlar tuhaf gelmiyor…

Üstüne üstlük kutsal dinimizdeki ensar ve muhacir kavramları istismar edilerek daha da karmaşık hale getirilmektedir. Suriye başta olmak üzere Ortadoğu ve Afrika’dan ülkeleri iç kargaşaya sürükleyerek Türkiye’ye göç dalgası yaratılmaktadır. Mültecileri sanki Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye zorunlu göçü gibi algılanması istenmektedir. Oysaki Peygamber her ne kadar Medine’ye sığınsa da eninde sonunda Mekke’ye dönmüştür. Bugün mülteci/muhacir adı altında gelenleri, Türk Milleti’nin İslam dinine verdiği değer üzerinden istismar ederek vatandaşlık verilmesi üniter yapıyı dağıtmak değil de nedir!

Mayıs 2020’de İngiltere Prensi Charles ve Dünya Ekonomik Forumu direktörü Klaus Schwab tarafından ilan edilen “Great Reset/Büyük Sıfırlama”, sözde gelir dağılımındaki eşitsizliği ortadan kaldırmayı amaçladığını ifade etmişti. Sözde eşit bir dağılım olacakmış! Bill Gates, Uğur Şahin, Elon Musk ile ben eşit olacakmışım! Hadi Uğur Şahin hadi Gates hadi Musk hadi Biden paylaşalım! Kazancımızı bölüşelim!

Sizce evet derler mi? Hiç zannetmiyorum. Öyleyse nasıl eşit olacağız? ABD emperyalizmini ayakta tutanlar hariç hizmet eden eşbaşkanlar dahil herkes karın tokluğuna yaşayacak! Her şey karneye bağlanacak! Herkes tek tip kıyafet giyecek! Üretenin yönettiği değil üretenin köle olduğu bir dönem olacak!

Bugün zeytinyağı, çiçek yağı ve birçok temel ihtiyaç maddesini sınırlı olarak almıyor musunuz? Türkiye’de yüksek gelirlinin payı artarken düşük gelirlinin payı azalmıyor mu? İktidar ve çevresi zenginleşirken iktidara oy veren seçmen dâhil fakirleşmiyor mu? Emperyalizme uşaklık eden kesim hariç, nüfusun % 90’ın üzerindeki kesim ister işçi ister esnaf, ister memur ister emekli, ister öğrenci ister işsiz aynı şartlarda yaşamıyor mu?

TÜSİAD’ın bahsettiği “iktisat bilimi” 20. yüzyılın ulus devletleri kuran önderlerinin temelini attığı bilim kurallarıdır. Büyük sıfırlama bu kuralları yok etmek için ortaya atıldı. “Büyük Sıfırlama” ister kabul edin ister etmeyin iki ayakla sürdürülüyor. Birisi “Pandemi” birisi “İklim Krizi”. İster komplo teorisi deyin ister başka bir şey söyleyin. Gerçek budur. Nasıl ki Büyük Ortadoğu Projesi dediğimizde bize komplo teorisi dedilerse ve sonradan gerçek ortaya çıktıysa bu da çıkacaktır.

TÜSİAD’ın “Büyük Sıfırlama”dan haberdar olmaması mümkün değil. Türkiye’de iktidar tarafından uygulanan “yeni ekonomik modelin” bu proje kapsamında Türkiye ekonomisinin sıfırlanma reçetesi olduğunu görmeyenin iktidarı yerinden etmesi mümkün değildir.

Türkiye bu projenin merkezidir. Büyük sıfırlamanın hayata geçmesi için Türkiye’de iktidarın devam etmesi ve söz verdiği yeni anayasayı yapması gerekiyor. BOP’ta görev yapanlar büyük sıfırlamada da hizmete talip olduğunu açıkça ifade diyor.

Bunun için de önümüzdeki üç beş ay içinde suni bir ekonomik rahatlama yaratılarak muhalefetin erken seçim çağrısına evet denerek seçime gidilecektir. Muhalefet kendi içinde birbirine hiçbir şart koşmadan birlikteliğini sürdürebilirse bu sıfırlama durdurabilecektir.

Ben buna inanıyorum…