Ramazan Bayramı’nı fırsat bilerek, Antalya kent merkezinden birkaç günlüğüne de olsa uzaklaşma fırsatı bulduk. Böyle fırsatları iyi değerlendirirseniz, yen gözlemler ve fikirler edinme fırsatı buluyorsunuz. Bayramların geleneksel hale gelmiş klişe söylemleri vardır. Ve bu söylemlerde genelde eskiye özlem vardır. “Nerede o eski bayramlar” sözü de bunların başında gelir. Nesiller değiştikçe gelenekler de değişiyor. Çocukluğumuzda yaşadığımız bayram coşkusunu, günümüzde bulabilmek mümkün değil. Teknoloji ile büyüyen yeni nesil için bayram daha çok “tatil” ve “dinlenme” anlamı ifade ediyor. Bu nedenle eskiye olan özlem de dinmiyor. Seçimlerden sadece bir hafta önceye denk gelmesi nedeni ile bayramda siyasi havayı teneffüs etme fırsatı da bulduk. Eskiden köy olan, şimdi ise mahalle olarak bilinen yerleşim yerlerinde seçim pek gündemde değil. Çoğu tarımla uğraşan mahallelerin tek derdi, ürünlerini yetiştirip değerinde satarak ailesinin rızkını sağlamak. O nedenle de, batı ilçelerinde yaşanan sel ve dolu afeti seçimden daha fazla gündemde kendine yer buldu. Teknoloji o kadar çok geliştiği için, herkes siyasi gündemi aşağı yukarı takip ediyor. O nedenle köylüyü eskisi kadar kolay kandırmak da pek mümkün görünmüyor. Eski seçimlere göre, köylerde farklılık gösteren siyasi tablolar da var. Mesela 24 Haziran seçimleri öncesi, her köye mutlaka en az 1 milletvekili adayı ziyarette bulunmuş. Bazı köylerde siyasilerin ziyareti insanlarda bıkkınlığa bile neden olmuş. Anlayacağınız, Toroslar’ın arkasındaki “kuş uçmaz, siyasetçi geçmez” köyler kabuk değiştirmiş. Önceden siyasetçilere, “Ulaşılmaz insanlar” gözüyle bakan köy halkı, bugün gelen siyasetçiyi beğenmez hale gelmiş! Önceki seçimlere göre, bu seçimde sessiz bir çoğunluk var. Nefret dili kullanan insanların büyük bölümü bu alışkanlığı bırakmış. Bu dili kullanan siyasetçiler de artık pek prim yapmıyor. Siyasilerin kullandığı abartılı ve anlamsız nefret dilinin kullanılmaması, toplum için önemli olsa gerek. “Din” ve “mezhep” merkezli siyasi değerlendirmelerde bulunan insan sayısında da ciddi anlamda bir azalma gördüm. Bunlar benim için önemli değişimlerdi. Ancak, sayıları az da olsa alışkanlıklarından vazgeçmeyen, kendisi ile aynı görüşte olmayan insanlara en ağır yakıştırmaları yapan insanlar da hala var. Bu seçimlerde ilk kez uygulanacak olan “İttifak” kültürünü kabullenmeyen veya tam olarak anlamayan, hem partisinin hem de rakip olarak gördüğü partilerin başkaları ile ortak hareket etmesini henüz anlayamayan insanlar var. Sevdiği siyasetçinin aday gösterilmemesi nedeni ile tepkili olan ve sandığa gitmemeyi düşünen seçmen sayısının, az da olsa katılımı düşürmesi bekleniyor. İşin özü… Nasıl ki eski bayramlardaki alışkanlıklar yerine yenisini bıraktıysa… Eski seçimlere göre bazı alışkanlıklar da değişim göstermiş. Bu değişimin sandığa yansımasını ise 24 Haziran’da göreceğiz.