Deprem felaketinin ardından gösterdiği refleksle tüm Türkiye’ye örnek olan Antalyaspor, önceki akşam 74 kişilik ilk depremzede grubunu kente getirerek Hasan Subaşı Tesisleri’ne yerleştirdi. Deprem boyunca bir şey yapamamış olmanın da mahcubiyetiyle tesislere giderek kendileriyle 2 saat geçirdim.

Tüm sporculara 13 Şubat’a kadar izin veren Antalyaspor’da personel ve antrenörler konuklar için seferber olmuş durumda. İlaç kullanması gereken yaşlı bir kadını yöneticiler alıp eczaneye götürerek ihtiyacını karşılıyor. Sağlık sorunu yaşayan bir çocuk için Antalyaspor Kulüp Doktoru Burhanettin Çalım bizzat devreye girerek ilk müdahalede bulunuyor. Asbaşkan Emrah Çelik işini gücün bırakmış, tesislerde konaklayan insanların her türlü ihtiyacı ile ilgileniyor ve deprem bölgesinde olan araçlarını organize etmeye çalışıyor. Diğer yöneticiler de aynı şekilde Hasan Subaşı Tesisleri’nde tam mesai yapıyor.

Deprem bölgesine malzeme taşıyan otobüslerin kente dönüşünde getirilen vatandaşlar ise canlarını kurtardıklarına sevinemiyor. Akılları yıkılan evlerinde ve enkaz altında bıraktıkları akrabalarında olan çocuğu-yaşlısı herkesin gözü nemli ve gelecekleri ile ilgili korkunç bir belirsizlik yaşıyor.

Hatay’dan gelen kafileyi kulüp binasında bizzat karşılayan Başkan Aziz Çetin, Kulüpler Birliği toplantısı için dün şehir dışındaydı. Ancak sürekli telefonla talimatlar vererek aksaklık yaşanmamasını istedi. Antalyaspor Asbaşkanı Emrah Çelik ile süreç hakkında konuştuk. Çok sayıda aracının deprem bölgesinde olduğunu ve devletin ve milletin emrinde olmaya devam edeceklerini söyleyen Çelik, Hatayspor Tesisleri’ne tırlar dolusu malzeme indirdiklerini, AFAD’ın yönlendirmesi sonucu yardımlarının devam edeceğini belirtti.

Hasan Subaşı Tesisleri’nde şu anda 74, kısa sürede ise 104 kişiyi ağırlayacaklarını söyleyen Emrah Çelik, Atilla Vehbi Konuk Tesisleri’nde bir bloğu hazırladıklarını ve talep gelmesi halinde depremzede kabul edeceklerini, stadyumda da hazırlıkların tamamlandığını ve Valiliğin yönlendirmesi halinde çok sayıda depremzedenin konaklama ihtiyacını karşılayacaklarını ifade etti.

Yaşadıkları acıyı ve travmayı iyileştirme şansımın olmadığı depremzedelere ise sadece moral vermeye çalıştım. Ateş düştüğü yeri yakıyor ve hepsi çok üzgün, kırgın, biraz da öfkeli. Hatay’ın çok ihmal edildiğini düşünüyorlar.

Bir isteklerinin olup olmadığını sordum. 8 yaşındaki Nazire boyama kitabı istedi, bir kadın kendisine yemek ve çay servisi yapılırken yardım edemediği için çok mahcup olduğunu ancak kimseye bir şey diyemediğini söyledi. Genç bir depremzede Hatay’da bıraktığı yıkılmış evini düşündüğünü ve enkaz altındaki akrabalarına ulaşılması için yardım istedi. İlaç kullanmak zorunda olan yaşlı bir kadın ise Antalyaspor’un kendileri için seferber olması nedeni ile mahcup olduğunu söylerken gözyaşlarını tutamadı.

Genç bir delikanlı ise yaklaşık bir ay önce oynanan ve 0-0 sona eren Hatayspor-Antalyaspor maçında şehrinin takımı Hatayspor’u desteklemek için tribünde olduğunu, şu anda ise Antalyaspor Tesisleri’nde ağırlandığını, ne diyeceğini ve düşüneceğini bilmediğini söyledi.

Her depremzedenin hikâyesi farklı, ortak paydası ise acı ve kayıp. Hepsi, canını kurtardığına sevinemeyecek bir psikoloji ile yaşıyorlar.

Deprem bölgesinde yaşananları ekranlardan ve sosyal medyadan görebiliyoruz. Ancak bizim izlediklerimizle, oradan gelen insanların anlattıkları çok fazla örtüşmüyor.