Malum son 4-5 aydır TÜİK’in açıkladığı enflasyon yani TÜFE oranları da muazzam artmış şekilde. Doğal olarak son 12 ayın TÜFE ortalaması dikkate alınarak hesaplanan kira artış oranı da artmakta. Ancak enflasyon oranına yetişememekte elbette.

Bu durum da kiracılarla ev sahipleri arasındaki tartışmaları körüklemekte.. Mayıs ayı için açıklanan kira artış oranı %34,46. Biz düz hesap %35 diyelim. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranı ise %70. Tam iki katı. Gerçek enflasyon oranına değinmiyorum bile. Bu durumda kiracılar %35’ten fazla zam yapmak istemiyorlar, ev sahipleride kira gelirleri enflasyon oranının çok altında kaldığı için daha fazla zam yapmak istiyorlar. Peki kim haklı?

Ev sahipleri daha fazla zammı hukuki olarak isteyemeyecekleri için ya kiracılarına “kendim oturacağım”, “kızım oturacak”, “oğlum oturacak” demeye başlıyor. Ya da evi satmaya karar veriyor.

Öncelikle Borçlar Kanunu’na göre kendisi veya birinci dereceden akrabası evde oturacaksa, mülk sahibi bunu noterden ihtarname çekerek kiracısına iletmeli. Bu da kiracıya 6 ay gibi bir süre verir. Mülk sahibinin yalan söylediğinden şüphelenen kiracı bu durumda evden çıkmıyor. Tahliye davası sonucunda çıkarsa zaten ev sahibi evi başkasına 3 sene boyunca kiralayamıyor.

Dışarıdan bakınca sinir bozucu bir durum ev sahipleri için, doğru. Ancak madalyonun farklı bir yüzü de var. Geçen sene 1 milyon TL’ye alınan ev bu sene 2,5 milyon TL oldu. İki katından fazla karı var ev sahibinin, parasının değerini korudu, hatta belki de kar bile etti. Sadece kirada 2-3 bin TL kaybı olması da bu yatırımın ufak bir riski bence.

Avrupa’da, ülkemizdeki gibi, oturacak bir ev alayım, sonra ikinciyi, üçüncüyü, dördüncüyü alayım, bunların kiralarıyla geçineyim gibi bir durum söz konusu olmuyor. Olsa dahi çok minimum oranda var. Türkiye’de ise insanların parasının değerini korumak için gayrimenkulü yatırım amaçlı kullanıyor. Ancak ticarette şu unutulmamalıdır ki, her yatırımın bir riski vardır. Borsada yatırım yapıyorsanız bütün paranızı kaybedebilirsiniz, kripto para borsaları ha keza öyle. Dövize, altına yatırım yaparsanız birkaç önceki dalgalanma gibi dalgalanmalarda zarara girebilirsiniz. Gayrimenkul yatırımında ise tek riskiniz, kiracınızın ödediği kiranın çevre emsallara göre düşük kalması. O kadarı da olsun diyor insan içinden.

Bu kadar ufak bir risk için kirasını düzenli ödeyen, apartman veya sitenin kurallarına uyan, komşularıyla iyi geçinen bir kiracıyla kötü olmaya gerek yok. Hayat çok kısa böyle şeyler için arkadaşlar.