Muratpaşa Belediyesi, kurumun kültür yayını olarak çalışmalarını sürdüren Modern Zamanlar Sinema Dergisi tarafından geliştirilen bir projeyi hayata geçiriyor. “Yolu Altın Portakal’dan geçen filmler, sinemaseverlerle buluşuyor” alt başlığına sahip olan 1 FİLM 1 KONUK, 23 Aralık Cumartesi günü saat: 15.00’de AKS Konferans Salonu’nda başlıyor. Etkinliğin ilk misafiri, filmografisinde “Anlat İstanbul”, “Ara”, “Gölgesizler”, “Ses” gibi önemli filmler bulunan usta senarist ve yönetmen Ümit Ünal olacak. İnadına Portakal, İnadına Ulusal! Bundan yaklaşık dört yıl önce, İstanbul merkezli organizatörlerle işbirliğine giden Altın Portakal Film Festivali yönetimi, önemli vaatlerde bulunarak etkinliğin çıtasını yükselteceğinden dem vurmuştu. İşe, Kısa Film ve Belgesellere ne kadar çok önem verdiklerinden söz ederek başladılar, bir yıl sonra bu kategoriler Festival’in yarışma bölümlerinden uzaklaştırıldı. Kente, festival üzerinden “marka değeri” kazandıracaklarını söylediler, -sermayenin tabiriyle bundan iyi “marka değeri olacakmış gibi- Altın Portakal ismini toprağa gömdüler. Daha sanatsal olma iddiasıyla, bizzat Behlül Dal ve Bedii Cemal Aktulga tarafından yaratılan 50 yıllık Venüs Heykeli’ni “kitsch” başyapıtına dönüştürdüler. Tam, “Antalya’ya ve sinemamıza bundan daha büyük bir fenalık yapılamaz” diye iç geçirirken ve buradaki “kutsal” (!) işlevini yerine getiren önceki organizatörleri memleketin diğer festivallerine uğurlamışken, hepimize “eyvahlar olsun!” dedirten yeni bir söylemle karşımıza çıktılar: “Bize yerli organizasyonlar dar geliyor artık! Festivalimizi, uluslararası platforma taşıyacağız!” Sonucu biliyorsunuz. Altın Portakal’ı Türkiye’nin en köklü kültürel etkinliği yapan; ülke insanının acılarını, umut ve hayal kırıklıklarını, düşüp yeniden kalkma çabasını kusursuzca anlatan Ulusal Yarışma artık yok! Sinemanın ve Sinemacıların Yanında Bütün bunlar, yerin ve göğün, “muhafazakâr, yerli ve millî sanat” sloganlarıyla inletildiği bir dönemde gerçekleşmiş, en çok muhafaza edilmesi gereken etkinlik yerle yeksan olmuştu sizin anlayacağınız. Daha önce de yazdık; Antalya, yarım asır boyunca yalnız muhalif sinemacıların değil, dinî ve millî hassasiyeti yüksek filmler yaptıklarını öne süren yönetmenlerin de platformu olmuş, insanımızın sorunlarına burada, sinema gibi çağının tanığı olan bir sanat sayesinde neşter vurulmuştu. 60’larda iç göçün yarattığı sonuçlar da, emekçilerin ayakta kalma çabaları da, darbelerle soluğu kesilmeye çalışılan sokaktaki adam da, yakın tarihimizdeki o büyük sosyal ve kültürel kırılmalar da gün ışığına ilk kez Antalya’da çıkmışlardı. BİR FİLM BİR KONUK, hemen her yıl, “sinemanın bu kentte artık 12 aya yayılacağını” iddia edip, her festival sonrası İstanbul’un yolunu tutan kimi organizatörlere mütevazı bir itiraz anlamına geliyor. Bedenleri Antalya’da, ruhları Venedik, Cannes, Berlin ya da Hollywood’da olanlara inat, Beyoğlu Sineması’nda Antalya’ya dönme hayalleri kuran sinemacılara “merhaba” diyor. Eğer kültür ve sanat adına bir şeyler “muhafaza” edilecekse, bunun, bu ülkede “sinemayı sanat yapan” ustaların; Lütfi Akad’ların, Metin Erksan’ların, Halit Refiğ ve Yılmaz Güney’lerin üretimlerine sahip çıkmakla başlayacağını savunuyor. Kökleri yarım yüzyıla uzanan ulu bir çınarın gölgesinde yol alan bu etkinliğe imza atan, geçenlerde yayınlanan “Lavinya’nın Aşkla İmtihanı” adlı öykü kitabından da hatırlanacağı üzere tam bir kültür insanı olan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’a ve diğer bileşenlere şükranlarımızı sunuyor ve Antalyalı sanatseverleri, bu cumartesi günü ulusal sinemayla yeniden buluşmaya çağırıyoruz.