Süleyman Özışık son zamanlarda Sedat Peker’in iddialarıyla en çok gündemde olan kişiler arasında yer alıyor ya da alması sağlanıyor. Sedat Peker’in videoları sonrası Süleyman Özışık hakkında içişleri Bakanı Süleyman Soylu suç durusunda bulunmuştu.
Süleyman Özışık’ın 18 Haziran 2020’deki internet haber yayınında kullandığı ifadeler gündeme geldi ve büyük tartışma yarattı.
Söz konusu yayında Özışık: "Gerek Süleyman Soylu'ya gerek OHAL işlemleri komisyonuna gerek diğer mercilere, masum olduğuna inandığım binlerce insanın dosyasını götürdüm. Dedim ki; 'bu insanlar masum çıkmazsa hesabını benden sorun' ve araştırmalar yapıldı. Hepsinin bir iftiraya kurban gittiği ortaya çıktı." İfadesini kullanıyor.
Bugün Türkiye’de haksız yere suçlandığına inandığım, haksız yere KHK ile ihraç edildiğine inandığım binlerce insan var.
Ben ne yapmalıyım, isim mi vermeliyim?
Türkiye’de hak, hukuk, adalet “yargıda reform” adı altında ters yüz edilirken böyle şeylerin olması elbette anormal gelmiyor.
Türkiye Barolar Birliği’nin genel merkezinin “reform” dediği herhalde budur!
Tüm bunlar yaşanırken Türkiye Barolar Birliği genel kurulu gerçekleşmiş olsaydı sizce bu tür uygulamalar söz konusu olabilir miydi?
Bağımsız bir Türkiye Barolar Birliği genel başkanı ve genel merkezi olsaydı, hak, hukuk ve adalet ile ilgili haksızlıklar karanlık sayfalarda kalır mıydı?
Kalmazdı…
Gelinen noktada; Themis’in kılıcı kırılmış, terazisi iktidardan yana ağır basar olmuş ve göz bandı çekip çıkarılmış…
Parlamenter sisteme yeniden dönüşle birlikte tam bağımsız bir Türkiye’de; bağımsız yargının ve hukukun tekrar inşa edileceğine inanıyorum.
Unutulmasın ki Türk Milleti, umutsuzluklar yığını değildir!