II. Abdülhamid’e muhalifti! İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üyeydi. Atatürk Ankara’ya çağırmıştı… 10 Nisan 1920’de Kuvayı Milliye organizasyonu ile Anadolu’ya geçti. 24 Nisan 1920’de Ankara’ya vardı.
Burdur milletvekilliği yaptı. İstiklal Marşı’nı; Türk Ordusuna, halk ordusuna ithafen yazdı. Milli orduya yazdı! Bağımsızlık için savaşan, şehit ve gazi veren orduya yazdı… 12 Mart 1921 Cumartesi saat:17.45’te TBMM ayakta dinleyip oy birliği ile İstiklal Marşı’nı kabul etti. Mehmet Akif Ersoy’un parada gözü yoktu, ödülü almadı… Kurtuluş Savaşı bitti. Cumhuriyet ilan edildi.
Mısır’a gidişini şapka kanununa bağlayanlar var. Yanılgıdır ya da Mehmet Akif Ersoy’un milli mücadelenin önderlerinden olduğu gerçeğini saklamak için ortaya atılmış bir yalandır. Halifelik 1924’te, Şapka Kanunu ise 1925’te çıkmıştır. Oysaki Mehmet Akif Ersoy’un Mısır’a ilk gidişi 1923’tür. Gelir 1925’te tekrar gider. 1936’da yurda döner ve hayata gözlerini kapar… İstiklal Marşı’nı son yıllarda tartışmaya açan hatta değiştirilmeli diyen iktidarın ve destekleyen kesimlerin Mehmet Akif Ersoy’a yakın olmaları mümkün değildir.
İstiklal Madalyalı İstiklal şairimiz, milli mücadelenin en önde yer alan isimlerden birisidir. TBMM açıldıktan bir gün sonra Ankara’da olan, kurtuluş ve kuruluş mücadelesinde yer alan, kurulan devletin İstiklal Marşı’nı yazan birinin Atatürk ve Cumhuriyet ile derdi olamaz…
Bugün Atatürk ve Cumhuriyet ile kavgalı olan ve BOP’ta görev alanların siyasi kökleri ile Mehmet Akif’in siyasi kökü taban tabana zıttır. Mehmet Akif Ersoy İttihatçıydı. BOP’ta görevi olanlar ise İttihat ve Terakki Cemiyeti ile taban tabana zıttır.
REJİM DEĞİŞİR DE ANDIMIZ KALIR MI?
2004’te ABD, BOP’un başladığını ilan etmesiyle eşbaşkanlıklar çalışmaya başladı. 2009’da Oslo görüşmeleriyle resmiyet kazanan süreç, demokratik açılım, ileri demokrasi ve çözüm süreci adları ile devam etti. Çözüm süreci ile aynı dönemde Türkiye gündeminde 1933’ten beri okullarımızda okutulan Andımız kaldırıldı. Çözüm böyle olacaktı. Andımız kalkacak, Atatürk anayasa dâhil her alandan silinecekti. İstiklal Marşı değişsin, bayrak değişsin, rejim değişsin denilecekti. Bir yandan iktidar bir yandan “akiller” dört elle çalışıyorlardı. Türkiye çözüm sürecinde lale devri yaşıyordu! Yetmedi. 16 Nisan referandumu ile rejim değişti…
Yargı süreci kesinleşti artık Andımız okutulmayacak! Andımızın kaldırılması ve madalyadan ATA’nın silüetinin çıkarılması; Atatürk’ün reddedilmesinin, kurduğu rejiminin değiştirilmiş olmasının açık bir işaretidir.
İktidar tarafından kullanılan eski Türkiye- yeni Türkiye kavramları rastgele kullanılan kavramlar değildir. Yeni Türkiye’nin yeni anayasaya ihtiyacı var denilmesi de bundandır. Adı ister federasyon ister Anadolu Birleşik Devletler olsun nihayetinde anayasa olmadan olmaz!
Bu da ancak eski Türkiye’ye ait ne varsa kaldırılarak mümkün olur… İktidar için önündeki tek engel Millet ittifakıdır. Parti kapatma, seçim barajı tartışmaları hep Millet İttifakı’nı nasıl dağıtırız üzerine sürdürülüyor. CHP, İYİ Parti ve SAADET her şeye rağmen birlikteliklerini koruyor…
Millet ittifakı birlikteliğini korursa; Türkiye ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olarak kalır.