Geçtiğimiz cuma günü Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi'nde TÜRGEV'e verilen belediye yurtlarının geri alınması görüşüldü. CHP ve İYİ Parti'nin oylarıyla yurtların geri alınmasının önü açıldı. 6'lı masada yer alan Saadet Partisi'nin meclis üyesi Mehmet Manavoğlu, TÜRGEV ile yapılan sözleşmenin iptal edilmesine ret oyu verdi. Yani TÜRGEV'i destekledi. Manavoğlu'nun kararı CHP ve İYİ Partililerin tepkisini çekti. AKP ve MHP'liler ise bu utancı taşımak pahasına yurtların TÜRGEV'de kalmasını savundu. Hatta AKP Grup Sözcüsü Ali Çetin, bir adım ileriye giderek TÜRGEV'in başarılı işlere imza attığını söyledi...

Neyse ki karar oy çokluğu ile meclisten geçti.

TÜRGEV konusunda Büyükşehir'in yanı sıra, olayı bu noktaya taşıyanları da unutmamak lazım. TÜRGEV tahsisinin iptali için dava açan Songül Başkaya'nın, ona destek veren dönemin il başkanı Devrim Kök'ün, konuyu yakından takip eden gazetecilerin, siyasetçilerin ve kent değerlerine sahip çıkan Antalyalıların bu kararda emeği büyüktür. Eğer bu denli kamuoyu baskısı oluşmasa belki de farklı bir senaryo ile karşı karşıya kalabilirdik.

Sonuç olarak o yurtlar TÜRGEV ve İlim Yayla Cemiyeti'nin elinden alındıysa Büyükşehir kadar kentin diğer dinamikleri de alkışı hak ediyor.

Fakat bu noktada TÜRGEV'e bir parantez daha açmak gerek. Arkasına hükümet desteğini alan TÜRGEV, ülkenin yakasını bırakacağa benzemiyor. Çünkü sürekli kendilerine finansman yaratacak proje geliştiriyorlar.

Cuma günü Büyükşehir'de yurtlar meselesinin konuşulduğu saatlerde Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfının (TÜRGEV), hayata geçirdiği Güzel İşler Fabrikası'nın tanıtımı İstanbul'da yapıldı. Kimler kimler yoktu ki tanıtımda. Sanat camiasından siyasete, ekonomiden spora kadar çok sayıda tanıdık yüz katıldı bu proje tanıtımına.

TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Fatmanur Altun, tanıtımda, "Bu ve benzer projeleri ülkeye yayacağız" gibi kısa ama üzerinde çok düşünülmesi gereken bir cümle kurdu. Özetle; “biz vazgeçmiyoruz” demek istedi. Anlayacağınız yurtları almak TÜRGEV'den kesin kurtuluş anlamına gelmiyor. Farklı işlerle yine karşımıza çıkacaklar...

*****

AKP ve MHP'ye rağmen TÜRGEV karşısında iradeli duruş sergileyen Büyükşehir Meclisi, Konyaaltı sahilinde şaibe yaratacak bir karara imza attı. Boğaçayı ile büyük liman arasında kalan alana 5 adet büfe, büfeler için gölgelik, her biri bin metrekarelik 5 şemsize-şezlong alanı, tuvalet ve duş alanı yapılması kararı meclisten geçti.

Hep sosyal belediyeciliği, kamucu anlayışı savunduk, savunmaya devam edeceğiz.

Eğer bu tesisler tamamen Büyükşehir uhdesinde olsaydı 'eyvallah' derdik, fakat bu işletmeler Büyükşehir şirketi olan EKDAĞ tarafından işletilecek ya da işlettirilecek. Yani EKDAĞ, 'sahili halka kapatıyorlar' dediğimiz plajdaki şezlong alanlarını ihale ile 3. şahıslara kiralayabilecek.

Biz Alkoçlar'ın localarla, saksılarla, barlarla sahili işgal etmesini yazıp çizerken aynısını EKDAĞ'ın tesisini alan özel girişimcinin yapmayacağını nerden bileceğiz?

Kaldı ki EKDAĞ'dan şezlong-şemsiye alan özel girişimci Alkoçlar'ın gittiği yoldan giderse durum daha vahim olur. Umarız Büyükşehir kendi eliyle Konyaaltı'nı işgalcilere teslim etmez. Meclis'te Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek bu konuda taviz vermeyeceklerini, işletmelerin kanunlara uygun işletileceğini söyledi. Konyaaltı'nın gerisine; Alkoçlar'ın işlettiği bölüme bakınca kanunların pek de işlemediğini görüyoruz... Bakalım Boğaçayı ile liman arasında kalan bölümdeki işletmelerde dağ kanunları mı yoksa devlet kanunları mı geçerli olacak?