Değerli Dostlar,

Size de oluyor mu bilmiyorum ama ben yakın zamanda gittiğim bir kişisel gelişim atölyesinden sonra şunu fark ettim: Örneğin; yakın bir arkadaşım iş değiştiriyor ya da terfi oluyorsa, kızım okulunda, sporunda bir başarı elde ediyorsa ya da evdeki kedim bile bir şeye ‘hayır’ dediğim zaman anlayıp, nadir olsa da sözümü dinliyorsa o kadar gururlanıyorum ki…

Sevdiklerimin başarılarıyla gururlanmak muhteşem bir his, bunda bir sıkıntı yok ama konu kendi başarılarıma, yaptığım olumlu şeylere gelince durum değişiyor. Ne mi oluyor? Açıkçası kendimle gurur duymak aklıma bile gelmiyor. Bir nevi komşuların bahçesini sularken, kendi bahçemi sulamayı unutmuşum ben yıllardır. Bahçemi bırakmışım kendi haline. Oysa bakmadan, sulamadan, güzel sözler söylemeden o bahçenin çiçekleri coşar mı ki?

Ya da kendime bir gün bile “Aferin Pınar! Aferin kızım! Güzel iş çıkardın, her şeyin üstesinden geldin, başardın!” dememişim.

Geçenlerde katıldığım atölyeden bahsetmişim. Mesela orada Uzman Psikolog, iki elimizi boynumuza dolayıp, kendimize sarılmamızı ve bir süre o şekilde kalmamızı istemişti. Öyle iyi geldi ki. Meğer herkese sarılmış, kucak açmış ama şimdiye kadar kendime sarılmamışım.

Toplumumuzda kendiyle gururlanmak, övünmek ile kibir ve burnu havada olmak karıştırılabiliyor. O yüzden de birileri hakkımızda güzel şeyler söylerken bile utanıp, sıkılıp, konuyu değiştirmeye meyledebiliyoruz. Oysaki hepimizin kendiyle ilgili güzel sözler duymaya, kendi ile gurur duymaya hakkı var. Ve bunun kibirle, burnu havada olmaya, şımarıklıkla alakası olmadığını ayırt etmemiz gerekir.

Bu arada kendimizle gurur duymamız için bir yerleri keşfetmeye, bir şeyler icat etmeye ya da milyon dolarlar kazanmaya da ihtiyacımız yok. Güzel bir yemek yaptığımız için, düzenli egzersiz yaptığımız için ya da toplantıda başarılı bir sunum gerçekleştirdiğimiz içinde kendimizle gurur duyabiliriz.

İşte bende ufak ya da büyük hiç fark etmez, başarılarımı fark etmeyi ve onlarla gurur duymayı yani birazda kendi bahçemin çiçeklerini sulamaya özen göstermeye başladım. Bununla ilgili yaptığım bir kaç uygulamayı sizlerle de paylaşmak isterim:

- Başarılı olduğumu düşündüğüm konuların listesini yaptım ve ara sıra o listeye göz atıyorum.

- Zaman buldukça iki kolumu çapraz şekilde boynuma dolayıp, kendime sarılıp bir süre sessiz bir şekilde kalıyorum.

- Günlüğüme bütün bir hafta kendimle gurur duyduğum davranışlarımı not ediyorum.

- Çevremde güven duyduğum kişilerden aldığım takdir ve geri bildirimleri artık utanmak yerine daha dikkate alıyorum.

Son olarak Mevlana’nın şu sözünü hep anımsamaya çalışıyorum: ‘Kendini küçük görmeyi bırak! Sen yürüyen bir evrensin!’

Sevgiyle.