Başlık klişe olsa da değişen-dönüşen dünyada savunacağımız söylem bu olmalı. 212 sayılı basın kanununun kabulü ya da 9 patron olayı olarak bilinen 10 Ocak 1961 tarihinde meslek adına büyük kazanımlar elde edildiği için o dönem bayram olarak kutlanıyordu. Fakat aradan geçen 61 yılda özellikle AKP iktidarından sonra bu hakların büyük bölümü törpülendi. Basın emekçilerini koruyan yasada ciddi değişikliklere gidildi. Yetmedi sarı basın kartları turkuaz renge büründü.
En küçük muhalefete dahi tahammül edemeyen AKP, basın kartlarının verileceği komisyonu İletişim Başkanlığı'na bağladı. Bu komisyondan meslek örgütleri çıkarıldı, gazetecilikle alakası olmayan kişiler kimlerin gazeteci olup olmadığına karar vermeye başladı.
10 Ocak 1961 günü gazete 'Patronlarının gazete basmayacağım' sözüne karşın matbaaya el koyup, halkı habersiz bırakmayan basın emekçileri günümüzde yaşanan sorunların da çözümünü işaret ediyor.
Ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve ensesinde iktidarın baskısını hisseden gazeteciler, inadına ilkeli duruş sergiliyor. Öyle ki hükümetin havuz medyasına verdiği onca desteğe rağmen halk muhalif gazeteleri okuyor, internet sitelerini tıklıyor ve TV kanallarını izliyor. Büyük plazalara karşın 3-5 kişilik dar kadrosuyla yolsuzlukları ortaya çıkaran öteki medya Türkiye'nin gündemini belirliyor.
Bir de son 50 yılda ülkeyi yönetenlerin basın özgürlüğüne ne derece önem verdiğine bir göz atalım. Örneğin bu zaman diliminde Uğur Mumcu'dan Ahmet Taner Kışlalı'ya kadar onlarca gazeteci öldürüldü. Bu gazeteciler arasında sadece Evrensel muhabiri Metin Göktepe'nin katili bulundu ve ceza verildi. Sadece bu örnek dahi bizi yönetenlerin medyaya bakış açısını çok net yansıtıyor.
Öte yandan 'gak' dese içeri atılan, 'guk' dese hakkında dava açılan gazeteciler susturulmaya çalışılırken, Fatih Tezcan diye biri çıkıyor, "Karınızı çocuklarınızı nasıl koruyacaksınız bizden" diyor. Ve bu şahıs beraat ediyor! Böyle bir ülkede basın özgürlüğünden, insan haklarından söz edilebilir mi?
Gazete, internet sitesi, TV bunların hiç biri olmazsa sosyal medyada gerçekleri yazan ilkeli gazetecilere selam olsun...
Özetle, 10 Ocak bayram değil, mücadele günüdür...