Yıllarca yazdım kulüp böyle yönetilir diye. Nihayet oldu. Bravo Başkan. Aynı yolda devam edin, sakın vites küçültmeyin. Dünya yıldızı aldınız hem isim, hem de forma reklamı geldi. Her galibiyete TFF’den yaklaşık beş yüz bin dolar alacaksınız. Bu transferlere harcadığınız para kendiliğinden kasaya girecek.

Bu sirkülasyonu baştan yapsaydınız hem bu kaosu yaşamayacaktık hem de şimdiye kadar iyi gelir elde edecektik. Neyse camia olarak mutluyuz artık. Geriye yapılacak iki görev kaldı; birincisi Sn. Antalya seyircisinin kombineleri bitirmesi, ikincisiyse stat isminin de iyi bir fiyata pazarlanması ki, uygulanan bu strateji bu iki oluşumu da sıkıntısız gerçekleştirecektir. Çünkü gidilen yol doğru. Göreceksiniz artık maçlarımızdaki seyirci sayımız peyderpey artacak ve sonunda kapalı gişe oynayacağız. Aynı zamanda deplasman maçlarında rakip takımın seyircisi ile gelirleri de artacak ve takımımız Türk futboluna da önemli bir ekonomik katkı sunmuş olacaktır. Kısaca Antalyaspor bu transferlerle sadece kendisine değil, süper lige bir hareket ve ivme kazandırdı. Bir kez daha Sn. Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerine binlerce kez teşekkürler…

Kayserispor maçına gelince; Amilton ilk yarıda ayrı ayrı iki pozisyonda ofsaytta olmasa, iki gol peş peşe gelecekti. Sinan Gümüş'ün harika oyununa partner olacak futbolcu yok. Takım onun sıkıntısını çekiyor. Tamer Tuna üç maçtır bunu göremiyor. Karşılıklı penaltılarla ilk yarı 1-1 bitti. İkinci yarının başı sekiz kişi çizgi halinde gol yiyoruz.2-1 mağlubuz. Nihayet Podolski son on dakikada oyuna girdi ve bir maestro gibi takımı yönetti, golü bulduk ve maçı 2-2 bitirdik. Geçen hafta yazdım, hazır olmasa bile Podolski'nin varlığı yeter diye. Son on dakikayı seyredenler bu sözümde ne kadar haklı olduğumu da görmüş olmalılar. Tamer Hocam yeni gelen transferlerin tamamı sahada olmadıkça ne size, ne de bize, rahat var.

İyi haftalar hoşça kalın.