Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde iş bırakan işçilerin Demokrasi Meydanı’nda yapacağı basın açıklaması öncesinde, Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 14 Şubat’ta gözaltına alındı. Türkmen daha sonra serbest bırakıldı. Mehmet Türkmen, 16 Şubat Pazartesi günü sosyal medya hesabı X’ten yaptığı paylaşımda, “Patronların isteğiyle bir kez daha gözaltına alınıyorum. Sendikada işçilerle toplantı halindeyken gelip sendikanın kapısından gözaltına alınıyorum. Geri geleceğim! Mücadeleye devam” ifadelerini kullandı.
ANTALYA’DAN TEPKİ GELDİ
Bu paylaşımın ardından Türkmen, “çalışma hürriyetin ihlali” ve “suç işlemeye tahrik” iddiasıyla savcının talimatıyla tekrardan gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Mehmet Türkmen’in tutuklanmasının ardından Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri bugün Attalos Heykeli önüne bir basın açıklaması düzenledi. Burada bir araya gelen kalabalık grup Türkmen’in tutuklanmasına sert tepki gösterdi.
“MEHMET TÜRKMEN'İN SERBEST BIRAKILMASINI İSTİYORUZ”
Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri ve KESK Dönem Sözcüsü İlhan Karakurt, Mehmet Türkmen'e karşı yapılan bu tutuklama kararını protesto etkilerini belirterek, "Patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı yayılan grevleri engellemek için adeta düşman hukuku uygulanıyor. Besleme basın devreye sokuldu, Valilik eylemleri yasakladı, e-devletten sendika üyeliği engellendi, işçilerin önüne polis-jandarma barikatı çekildi, gözaltı uygulamaları ile gözdağı verildi… Hiçbirinden sonuç alınamayınca hukuksal dayanağı olmayan bir ‘suç icadıyla’ sendika başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı. Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, Bir Tek Sen Genel Başkanı Mehmet Türkmen'e karşı yapılan bu tutuklama kararını protesto ediyor ve bir an önce Mehmet Türkmen'in serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.
“İŞÇİ SINIFININ TARİHİ DİRENİŞLER VE ZAFERLERLE DOLUDUR”
Türkiye’de işçi sınıfının tarih boyunca hep hakları için mücadele verdiğine vurgu yapan Karakurt, “Bu işçi düşmanı karar, Türkiye'deki işçi sınıfı başta olmak üzere bütün emek ve demokrasi güçlerine yönelik sürdürülen operasyonun bir parçasıdır. Ancak Tek Adam rejimi bilmelidir ki, Türkiye işçi sınıfının tarihi sendikalara ve işçi haklarına dönük saldırılara karşı zafer kazanan direnişlerle de doludur. Bugün de kanunlarda işçilerin lehine olan ne varsa, işçi sınıfı mücadeleyle kazanmıştır. Türkiye işçi sınıfına grev hakkını hediye eden KAVEL direnişi; sendikal hakların engellenmesine karşı sokakları dolduran 15-16 Haziran direnişi, Antep’e sigorta hakkı getiren Ünaldı direnişi bunların örnekleridir. Bugünde Başpınar işçileri grev ve direniş yasaklarına, sendikal hakların engellenmesine karşı BİRTEK-SEN’e ve Başkan Mehmet Türkmen'e sahip çıkarak gösteriyor” diye konuştu.
“11 AYDA 11 KAYYUM”
Yerel seçimlerin üzerinden 11 ay geçtiğine ve 11 ayda 11 belediyeye kayyum atandığına değinen Karakurt, “Yerel seçimlerin ardından 11 ayda 11 belediyeye kayyum atayan, İstanbul Barosu’nu hedefe koyan ve dün Antep’te, işçi ve emekçilerin sefalet zammı dayatmasına karşı verdiği mücadeleye öncülük eden Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen’i tutuklayan politikayla, bu sabah İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması kapsamında 10 ilde gerçekleştirilen operasyonlar aynı politikanın ürünüdür. Tek Adam rejimi, toplumsal muhalefetin bütün dinamiklerine karşı iktidar ve devlet terörü eşliğinde kirli bir savaş sürdürmektedir. Ama Türkiye halkları, işçi ve emekçileri bugüne kadar uyguladığınız baskılar karşısında ne diz çöktüğü ne teslim oldu bundan sonra da olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
“ARTIK İKİ TÜRKİYE GERÇEĞİ VAR”
Artık iki Türkiye gerçeği olduğunu belirten Sözcü İlhan Karakurt, “Artık iki Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. Birisi AKP ve MHP eliyle sürdürülen Grev yasaklarıyla, gözaltılar ve yargı kumpası ve siyasi operasyonlarıyla inşa edilmeye çalışılan tekçi ve otoriter bir rejimin kurumsallaştığı bir saray Türkiye'si. Bir de buna karşı emeğine, alın terine, demokratik hak ve özgürlüklerine sahip çıkan; ezilen, sömürülen halk kitlelerinin barış içerisinde kardeşçe yaşamak için mücadelesini yürüttüğümüz bağımsız demokratik ve laik Türkiye! Ve inanıyoruz ki, Tek Adam rejiminin bu kumpas ve baskı siyaseti kaybedecek. İşçilerin, emekçilerin, ezilenlerin, sömürülen halk kesimlerinin içerisinde yer aldığı Emek barış ve demokrasi bileşenlerinin cephesi kazanacaktır. Baskılar sizin, mücadele bizimdir” dedi.