Meslek odalarının bir araya gelerek oluşturduğu Antalya İl Koordinasyon Kurulu, KİPA AVM üzerinden kentleşme ve imar sorunları üzerine açıklama yaptı.
İKK KİPA AVM’Yİ GÜNDEME ALDI
Antalya’da yerel yönetimler tarafından yapılacak imar plan değişikliklerinin kamu yararı gözetilerek yapılmasını talep eden TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu, imar tadilatlarında tüm sosyal donatı alanlarının gözetilmesi gerektiğini vurguladı. Toplantıda ağırlıklı olarak Antalya genelinde yoğun yapılaşma karşısında yaşanan çevresel sorunlar tartışıldı.
PLAN DEĞİŞİKLİĞİ KAMU YARARINA OLMALI
Toplantının ardından yapılan açıklama, “Öncelikle yapılacak imar planı değişikliklerinin kamu yararı amaçlı, bütüncül planlarla uyumlu, mevzuatlara uygun ve toplumun her kesimine eşit haklar kazandırıyor olması gerektiği kuşkusuzdur” denildi. Toplantının sonuç bildirgesinde, “İmar planları, 3194 sayılı İmar Kanunu, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği, Değer Artış Payı Yönetmeliği ve diğer mevzuatlar ile denetlenmekte ve imar planlarında hesaplanan nüfusa karşılık kentlerde oluşturulması gereken kamusal donatı, sosyal, teknik ve altyapı alanlarının standartları bu vesile ile sağlanmaktadır” denildi.
KİPA AVM KONUSUNDA İLGİLİ KURUMLARA DANIŞILMADI
“Tüm yapılan plan değişikliklerinden önce ilgili belediyelerce uzun vadeli kentleşme politikaları ve planlama kriterleri belirlenmemiş olması sebebiyle; KİPA, Adonis arkası ve birçok alanda benzer imar planı değişiklikleri gündeme gelmektedir” şeklinde devam eden açıklamada, “Söz konusu benzer imar planı değişikliklerinin ilgili mevzuatlarca gerekliliğinin sağlandığı ancak esas ilgili kurumların(belediyeler/bakanlıklar) kent merkezi bütününde planlama kurallarını net bir şekilde ortaya koymadığı için çevresindeki alanlar ile planlama ilişkilendirilmesinin yapılamadığı, alt yapı ve ulaşım kapasitesine etkilerinin ve kentsel ısı adası etkisinin, aşırı yağışlara karşı iklimsel tespitlerin edilemediği ve olası ortaya çıkabilecek kent sorunlarının nasıl çözümleneceğinin bilinemediği bir düzenle karşı karşıya kalınması kaçınılmazdır” denildi.
SU, ELEKTRİK, YOL GİBİ ÇEVRESEL ETKİLER
Açıklamanın devamında, “Mevcut yapıların birer birer yıkılarak yerine emsal artışı verilerek yapılan yeni yapılarda kişi sayısının artışı ile su arzı, atık su uzaklaştırma, doğal gaz, internet ve elektrik gibi altyapı hizmetleri için yurt dışından temin edilen doğal kaynakların kullanılmasının da artış göstereceği, dolayısıyla da karbondioksit gibi sera gazları başta olmak üzere çeşitli kirletici gazların atmosfere salınmasına yol açacağı aşikardır. Bunun yanı sıra, yeni emsale göre tasarlanan altyapı tesisatı için ek karbon emisyonu oluşmakta ve mevcut altyapı tesisatları da yetersiz kalacağı için atıl hale gelebilecektir. Ayrıca Antalya kent merkezinde yer alan üç hava kalitesi izleme istasyonunda ölçülen değerler, sınır değerlerini sağlamamaktadır”
NÜFUS ARTIŞI VE TRAFİK YOĞUNLUĞU
Açıklamanın devamında, “Burada ölçülen ve sınır değerlerin üzerinde seyreden parametrelerde, evsel ısınma ve trafik kaynaklı emisyonlar ön plandadır. İmar planı değişikliği ile emsal artışı yaşanan parsellerde, nüfus artışı ve buna bağlı olarak bölge trafiği olumsuz yönde etkilenecek; toplam araç sayısı ve emisyonlar artacak, bu durum ise hava kalitesini daha da kötüleştirecektir. Dolayısıyla Anayasa’nın 56. Maddesi’nin uygulanmasını, bizzat devlet eliyle imkânsız hale getirmektedir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde parçacıl planlama anlayışının, Anayasa’nın 57. Maddesi’ne uygun olmadığı ve sürdürülebilir bir kentleşme süreciyle örtüşmediği görülmektedir” denildi.
PLAN BÜTÜNLÜĞÜNDE KURALLAR BELİRLENMELİ
İKK açıklamasında, “Bu vesile ile İKK olarak belediyelere açık çağrımız, biran evvel plan bütününde kurallar belirlemeleri, sakınım planlamalarına başlanarak; mahalle ölçeğinde, iklim değişikliğine ve depreme direnç kazanacak şekilde bir bütün olarak kenti ele almaları ve bu kurallar belirlenene kadar ise yoğunluk artışı yapılan alanların çevresindeki altyapı hizmetlerini aksatacağı, mevcut ulaşım ve çevre sorunlarını derinleştireceği öngörüsü ile parçacıl plan değişikliklerinin yapılmamasıdır” denildi.