Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde yer alan ve hem tarımsal sulama hem de doğal yaşam açısından büyük öneme sahip olan Kırkgöz Gölü, kaçak yapılaşmalar ve resmi projeler nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Yeniköy Mahallesi Muhtarı Ahmet Kıvrak’ın bir süre önce İçişleri Bakanlığı’na sunduğu dilekçeyle gündeme gelen kriz, göl çevresinde yaşanan usulsüzlükleri ve devlet kurumlarının sessizliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
GÖLE KEYFİ MÜDAHALE
Antalya Körfez Gazetesi Muhabiri Ertuğrul Gün'ün özel haberine göre, Muhtar Kıvrak dilekçesinde, göl çevresinde özellikle Bıyıklı Mahallesi 8567 ada 4 parsel ile Yağca Mahallesi 8707 ada 1 parselde ciddi dolgu çalışmaları yapıldığını, bu alanlara kaçak yapılar kondurulduğunu ve hatta DSİ’nin su kanallarının kesilerek suyun yönünün değiştirildiğini belirtti. Kıvrak, iki zengin yatırımcının keyfi müdahalesiyle gölde su birikiminin engellendiğini, bunun da hem canlı yaşamını hem de bölgedeki çiftçilerin yaz aylarında suya erişimini tehdit ettiğini vurguladı.
DEVLET GÖRMEZDEN GELİYOR
Kıvrak, “Bu arazilere elektrik alınarak, kaçak ve ruhsatsız yapılaşmalar yapılıyor. Kendi arazilerinin suda kalmaması için yeni kanallar oluşturarak hatta hatta DSİ’nin kanalını yararak kendilerince su tahliyesi yapıldı. 2 zenginin keyfine göre yaptığı bu eylemler Gölde su birikmesine engel olarak yazın birçok çiftçinin susuz kalmasına, canlı yaşamına ve tarım alanına çok büyük zarara sebep oldu. Devlet kurumları maalesef bu olayı görmezden geliyor. Halkın gözünde kanunlar zengine işlemiyor algısı oluştu. Bu planın sonu hüsrandır, bu plan fuzulidir, bu plan yıllardır sorunsuz işleyen gölün doğal yapısını bozarak geri dönüşü olmayacak bir duruma getirecek” dedi.
İŞGALLER TEK TEK TESPİT EDİLDİ
Yeniköy Mahallesi Muhtarı Ahmet Kıvrak’ın bu şikâyeti üzerine resmi kurumlar harekete geçti. Döşemealtı Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü, Muhtar Kıvrak’ın dilekçesine cevaben yaptığı açıklamada, söz konusu parsellerde kaçak ve ruhsatsız yapılaşmaların 2024 yılı sonunda tespit edildiğini bildirdi. Yağca Mahallesi’ndeki 8707 ada 1 nolu parsel için yapı tatil zaptı tutulduğunu, imar kanunu kapsamında idari para cezası kesildiğini ve her iki parsel için Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı. Ancak buna rağmen yapıların hâlâ alanda bulunduğu, dolgu faaliyetlerinin ise gölün doğal sınırlarını kalıcı şekilde daralttığı ileri sürüldü.
SORUMLULAR HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Antalya 1 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu da benzer tespitlerde bulundu. Yağca’daki 8707 ada 1 parselin bir kısmının “Kesin Korunacak Hassas Alan”, diğer kısmının ise “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” olduğunu belirten Komisyon, alana izinsiz olarak elektrik direkleri ve depolar dikildiğini tespit etti. Yapıların mevzuata aykırı şekilde inşa edildiği vurgulanarak sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
KAÇAK MÜDAHALE BAKANLIK RAPORUNDA
Açıklamada, “İnceleme raporunda; bahse konu parselde tarımsal sulama amaçlı elektrik direği yapılmasına ilişkin komisyonumuzun 09 Ağustos 2024 tarih ve 1137 sayılı kararı bulunduğu, ancak Antalya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü personellerince 02 Aralık 2024 tarihinde yerinde incelemelerde Komisyonumuzca verilen iznin dışında alanda 3 adet elektrik direği ve depolar yapıldığı. Bunlardan 2 elektrik direği ile depoların nitelikli doğal koruma alanında, 1 elektrik direğinin de kesin korunacak hassas alanda kaldığının tespit edildi.” ifadelerine yer verildi.
DİKKAT ÇEKEN YANIT
Devlet Su İşleri (DSİ) ise daha tartışmalı bir açıklama yaptı. DSİ tarafından hazırlanan ve “Kırkgöz Kaynakları Yeraltı Depolaması” olarak adlandırılan proje kapsamında, mevcut sedde yapılarının genişletilerek göl çevresine toplam 6 bin 875 metre uzunluğunda yeni sedde yapılacağı belirtildi. Bu proje ile toplam 2,944 Hectometre Küp suyun depolanabileceği, sulama ve içme suyu açısından katkı sağlanacağı ifade edildi.
DSİ PROJESİNİ SAVUNDU
DSİ tarafından Muhtar Kıvrak’ın şikâyeti üzerine yapılan açıklamada, “Belirtilen su ile mevcut sulama alanları desteklenecek, içme suyu için ilave kaynak oluşturulacak. Ayrıca Kırkgöz Kaynaklarının çıktığı kireçtaşlarının altında yaklaşık 20 Hectometre Küp ilave bir depolama alanı oluşacak ve sulama ile içme suyuna katkı sağlayacak. Belirtilen faydaların yanı sıra mevcut hali ile drenaj problemi olan yaklaşık 70 hektar arazinin drenajı sağlanarak tarıma kazandırılması hedefleniyor” denildi.
ŞİKAYET BELEDİYEDEN DÖNDÜ
DSİ, bu proje ile göl alanının daralacağını ve su altında kalan tapulu parsellerin kamulaştırılacağını da itiraf etti. DSİ, “Belirtilen arazilerde yapılan müdahaleler ve yapılaşmalara kurumumuzca yapılabilecek herhangi bir husus bulunmuyor. Buna rağmen DSİ 13.Bölge (Antalya) Müdürlüğümüze yapılan şikâyetlere istinaden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığına 17.10.2024 tarihli ve 5134302 sayılı yazı ile müdahalelerin kaldırılmasına dair talepte bulunduk. Fakat Döşemealtı Belediyesi “karavan tipi yapıların ruhsata tabi olmadığı” yönünde görüş bildirdi” ifadelerine yer verildi.
ARAZİLER KAMULAŞTIRILACAK
Döşemealtı Kırkgöz Kaynakları Yeraltı Depolaması işinin hayata geçirilmesi ile göl alanının daraltılacağını itiraf eden DSİ, “Yaklaşık 70 hektar alanda drenaj problemi çözülecek. Yeni göl alanı altında kalacak araziler ise kamulaştırılacak. Ayrıca projenin hayata geçmesi ile kurak zamanlarda su ihtiyacının karşılanması adına önemli bir görev yapacak” açıklamasında bulundu.
DOĞAL YAPISIYLA OYNANIYOR
Gelişmelerin ardından bir açıklama daha yapan Muhtar Ahmet Kıvrak, DSİ’nin projesini “fuzuli ve geri dönüşü olmayan bir macera” olarak tanımladı. Kıvrak, “Bugün susuz kalan çiftçileri düşünen yok. Herkes gölün çevresindeki arazi sahiplerini memnun etme peşinde. Bu gölün doğal yapısıyla oynanıyor, fabrika ayarlarıyla oynanıyor. Sonumuz hayır olsun” diyerek tepki gösterdi.
KALICI SORUNLAR YARATACAK
Kıvrak, yaşananların sadece bir imar sorunu değil, aynı zamanda ciddi bir çevre suçu olduğunu belirtti. Göl alanının daraltılması, doğal sit alanlarında yapılan izinsiz yapılar ve dolgu faaliyetleri, bölgedeki su döngüsünü, kuş türlerini ve yeraltı su kaynaklarını kalıcı şekilde etkileyebileceğinin uyarısında bulundu.