Irak’ta onlarca yıl sonra ilk kez düzenlenen nüfus sayımı, özellikle Kerkük kentinde Kürt ve Türkmen toplumları arasında kaygıya neden oldu. Irak Türkmen Cephesi (ITC) ise sayım arifesinde kente dışarıdan, Kerküklü olmayan birçok ailenin getirildiğini iddia etti. Sayım ekiplerinin bir evde 94 erkek ve 3 kadınla karşılaşırken, başka bir evde de 88 kadın ve 6 erkeğin aynı çatı altında yaşadığı ifade edildi. Bu tür durumların, Kerkük'ün Türk kimliğine ve burada yaşayan halkın özgürce yaşama iradesine doğrudan tehdit oluşturduğuna dikkat çekildi.
BÜYÜK ACILAR YAŞANDI
Antalya Körfez Gazetesi muhabiri Ertuğrul Gün'ün haberine göre; Irak Türkmen Birliği ve Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Kürşat Çavuşoğlu, Türk Ocakları Antalya Şube Başkanı Abdullah Uysal ve Türk Dünyası Antalya Güç Birliği Platformu Genel Sekreteri Hikmet Kenan Yozgatlı, Antalya Gazeteciler Cemiyetinde bir basın açıklaması gerçekleştirerek Kerkük’ün 2003 sonrası demografik yapısının değiştirilmeye çalışıldığını ifade edip, Türkiye’nin duruma müdahale etmesi yönünde çağrıda bulundu. Türk Ocakları Antalya Şube Başkanı Abdullah Uysal açıklamasında, Osmanlı’nın Kerkük’ten çekilmesinin ardından büyük acıların yaşandığını ifade etti.
KERKÜK DÜŞERSE ANKARA DÜŞER
Uysal, “Irak devleti bütünlüğü dağıldı. Kerkük ve Musul gibi şehirler Türk nüfusunun yoğun olduğu şehirlerdir. 20-21 Kasım 2024 tarihler arasında Irak'ta yapılan genel nüfus sayımı öncesi, Erbil, Dohuk, Süleymaniye, Suriye, İran ve Türkiye'den on binlerce (260 bin) Kürt, Türkmen şehri Kerkük'e getirildi. Kerkük'e yoğun bir şekilde nüfus kaydırıldı. Kerkük'ün Türk kimliği değiştiriliyor. Kerküklü olmayan bu insanlar, nüfus sayımı ile birlikte Kerkük nüfusuna kayıt ettirilip, seçimlerde oy kullanmaları sağlanacak. Önümüzdeki yapılacak olan seçimlerde Kerkük’te Kürtlerin daha ağırlıklı söz sahibi olmasını amaçlıyorlar. Bu Kerkük’te Türk nüfusunun iradesinin ve kimliğinin yok edilmesidir. Kerkük düşerse Ankara düşer” dedi.
YAKIP YIKIP YAĞMALADILAR
Bin yıldır Türk yurdu olan Kerkük’ün tüm dünyanın gözü önünde sistematik bir şekilde demografisinin değiştirildiğini belirten Türk Dünyası Antalya Güç Birliği Platformu Genel Sekreteri Hikmet Kenan Yozgatlı, “Bölgedeki usulsüzlükler, evlerde yapılan tespitlerle de somutlaştı. Sayım ekipleri, bir evde 94 erkek ve 3 kadınla karşılaşırken, başka bir evde de 88 kadın ve 6 erkeğin aynı çatı altında yaşadığı belirlendi. Bu tür durumların, Kerkük'ün Türk kimliğine ve burada yaşayan halkın özgürce yaşama iradesine doğrudan tehdit oluşturduğuna dikkat çekildi. Kerkük 2003 sonrası demografik değişikliğe uğradı. ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgal etmesi ile 10 Nisan 2003 tarihinde Irak askerlerinin Kerkük'ü boşaltıp güneye doğru çekilmeleri üzerine Kürt peşmergeler Kerkük'e saldırdı. Kürt peşmergeler, şehre girer girmez nüfus ve tapu dairesine saldırarak, yakıp yıkıp yağmaladılar” açıklamasında yer verdi.
BİR BEKA MESELESİDİR
Kerkük'ün tüm kayıtlarının yok edildiğine dikkat çeken Yozgatlı, “Bir anlamda, bunu yaparak, kentin tarihini/hafızasını yok etmek istediler. Kerkük'ün demografik yapısını değiştirmenin yolunu açmak için nüfus ve tapu kayıtlarını imha ettiler. Türkmen şehrine girmekle kalmadılar, şehirdeki resmi daire binaları, hastane, işyeri, evler ve özel araçları yağma ve talan ettiler. İlk yağmalanan yerlerin tapu ve nüfus dairelerinin olması, Kürtlerin maksadının Kerkük'teki Türkmen nüfus kayıtlarını yok etmekti ve Irak Türklerini azınlık durumuna düşürmek olduğu açıkça anlaşılıyordu. 10 Nisan 2003'ten sonra da Kerkük ve diğer Türkmen kentleri Kürt istilasına uğradı. Kürtler, ABD ile birlikte Kerkük'ü işgal ettiler. Irak'ın kuzeyi, Suriye, İran ve Türkiye'den 227 bin Kürt (aileleriyle birlikte 700 bin) Kerkük'e getirilerek yerleştirildi. Bu getirilen Kürtlere sahte "Kerkük" Nüfus Kâğıdı ve gida karnesi verildi ve onlara seçmen kayıtları yapıldı. Bu ithal Kürtlere 20 bin dolar para, aylık maaş ve arazi vaadi ile Kerkük'e getirildi. 2003 yılında Irak İşgalinden önce 830 bin olan Kerkük nüfusu Kerkük'e yapılan nüfus kaydırılmaları ile birlikte 2024 yılı itibariyle 2 milyona yaklaşmıştır. Bu da gösteriyor ki Kerkük'ün nüfus yapısı kökten değiştiriliyor 20 Kasım’da yapılmış olan Nüfus sayımı dolayısıyla Kerkük'e yönelik operasyon hepimizin gözleri önünde cereyan etmektedir. Türkiye'de ve Türkmeneli'nde yürütülen demografik işgal projesine karşı ciddi tedbirler alınmalıdır, bu gerçek anlamda bir beka meselesidir” dedi.
ANKARA NEDEN SESSİZ
Kerkük'ün demografik yapısını değiştirmeye yönelik her türlü girişim karşısında kayıtsız kalmayacaklarını ifade eden Yozgatlı, “Federal hükümet başta olmak üzere tüm ilgili tarafları, nüfus sayımını kontrol altına almak ve bütünlüğünü sağlamak için sıkı önlemler almaya davet ediyoruz. Kerkük'ten bizi arıyorlar, neden Ankara sessiz? Türk Devleti'nin bu gibi fırsatçı girişimlere duyarsız kalmayacağına ve gereken tedbirleri hayata geçireceğine inancımız tamdır” açıklamasında bulundu.
PETROL BİZE BELA GETİRDİ
Irak Türkmen Birliği ve Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Kürşat Çavuşoğlu ise açıklamasında, “Bizim kaderimiz birdir. Bizim de sahibimiz Türkiye’dir. Biz aynı soydan geliyoruz. Bizim çalacağımız kapı Suudi Arabistan olmayacak, Türkiye olacak. Biz her zaman sadık vatandaş olduk, devletimize silah çekmedik. Irak’ın her zaman toprak bütünlüğünü savunduk. Devlete isyan etmedik, biz huzur ve haklarımızı istiyoruz. 4 milyon insan orada yaşıyor. Amerika işgalinden sonra tapu dairelerinde kayıtlar yakıldı. Bunun amacı nedir? Göze zorlandık. Sadece bir kentin değil bir milletin tarihsel kimliğini silmek istiyorlar. Hedef petroldür, bizim petrolle alakamız yok. Petrol bize bela getirdi, keşke olmasaydı. Biz yurdumuzu terk etmeyiz. İşgal eden kaçıp gidiyor. Kerkük bizim çocukluk cennetimiz. Türkler asla toprağını bırakmaz. Türk kimliğini silmek istiyorlar. 260 bin kişi taşıdılar. Bölgede ikinci bir İsrail devleti kurmak istiyorlar. Bir sürü oyun ve tezgâh var. Kerkük kaderine terk edildi. Bu Türk dünyasının mücadelesidir. Bizim felaketlerimizin tek bir sebebi petroldür. Irak petrolünün yüzde 40’ı bizim topraklarımızdan çıkarılıyor" dedi.