Cumhuriyetimizin banisi aziz Atatürk akdenizin maviliği, derinliği ve enginliği ile torosların heybetli siluetine bakarak tarihi kayıtlara giren o dünyaca ünlü sözünü söylemiş “Hiç şüphesiz ki Antalya Dünyanın en güzel şehridir.” Bu şehrin karar vericileri, yöneticileri, atanmışları ve seçilmişleri her protokol konuşmasında, Antalya sevdalarını anlatabilmek için tarihi o sözle konuşmalarına başlamaktadır.  

Lafa değil icraata bakmak lazım. Söze değil öze bakmak lazım. Konuşanı değil yapanı görmek lazım. Makamlar ve imkanlar insanların işleri kolaylaştırmak, fiziki koşulları iyileştirmek, fırsat eşitliği yaratmak ve toplumun refah seviyesini arttırmak için vardır. Artık bu şehrin geleceği için hakikati baskın söylemek gerekir. Anlayacakları yerden, anlayacakları dilden seslenmek, hakikati erk sahiplerine duyurma zamanı gelmedi mi? 

Memurlar, işçiler, çiftçiler, esnaflar, akademisyenler vb. meslek gruplarının yaşamak istediği şehir tercihlerinin başında Antalya gelirdi. Rus ve Ukrayna savaşı sonrası yaşanan dış göç ile birlikte şehrimiz de hem demografik yapı hem de sosyoekonomik yapı bozuldu. Esasında Rus topları Antalya’yı vurdu. Mahallelerimizin kira fiyatlarında balon oluştu. Normalin dışında fiyat skalası ve algısı tekemmül etti. Vatandaşlarımız normalin ne olduğunu, ne olması gerektiğini konuşur oldu. Hali hazırda sorunlarımız hudutlarımızın her metrekaresine sirayet etmişken; diyalogların kimliklere sıkışması, kutuplaşmanın derinleşmesi, şoven tepkilerin artması ve daha niceleri ile uğraşırken üzerine ekonomik buhranı yaşadık. 

Bir bölgenin nüfusunu yönetemezseniz, keza nüfus politikası uygulayamazsanız, o şehrin trafik sorununu çözemezsiniz, barınma sorununu gideremezsiniz, sosyal adaleti sağlayamazsınız. Kentlilik, kentlilik bilinci ve kültürünü oluşturmak yerel yönetimlerin sorumluluğundadır. Merkezi hükümet ile yerel yönetimlerin müşterek konularda çatışma ve çekişme değil, görüşme ve müzakere yapması elzemdir. Nihai olarak sonuçtan etkilenen şehrin çocukları, sokakları ve insanları oluyor. Daha düne kadar bürokratların, devlet memurlarının tayin için araya referans koydukları bu şehirde artık  başka bir ile gitmek için referans konulmaya başlandı. Niye bu hale geldi, neden bu hale geldik. Böylesi mutena şehir, Dünyanın en güzel şehrinden, en pahalı şehrine niye evrildi. Yetkililere soruyorum niye evrildi?