Antalya’da yakınlarını mezara koymanın acısını yaşayanların yüreğini bu kez CHP’li Büyükşehir Belediyesi yaktı. Körfez Gazetesi’nden Ertuğrul Gün’ün kaleme aldığı habere göre vatandaşlar adeta yeni bir Kerbela vakası ile karşı karşıya kaldı. 

“MANGAL YAKIN, İÇKİ MASASI KURUN DİYENLER OLDU”

Tentelerin sökülmesine tepki gösteren acılı aileler, “Mezarlığın içerisinde yıllarca bir kişi tente sattı. Madem yasak ve kaldırılacak neden bunun satışına izin verdiniz? Dua etmeye müsaade etmediler. Biz oraya piknik yapmaya gitmiyoruz. 55 derece sıcaklıkta çocuğumun üzerindeki çiçekler kurumasın diye haftada 3 kez ziyarete gidiyorum. Orası adeta Kerbela çölü gibi. Ağaç diktiklerini savunuyorlar, ama o ağaçlar yılda 30 santim büyüyor. Bize ‘mangal da yakın, içki masası da kurun’ diyenler oldu. Onları kendi vicdanlarına bırakıyorum” diyerek sitem etti. 

MEZARLIKTA YAKINI OLAN YANIYOR

Antalya Büyükşehir Belediyesi 20 milyon 540 bin lira yatırım maliyetli Kurşunlu Mezarlığı projesini 2019 yılında tamamladı. 1395 dönüm alan üzerine kurulu Kurşunlu Yeni Şehir Mezarlığı Projesi kapsamında, toplam 230 bin metrekarelik alanda gasilhane ve morg binaları, 800 kişilik cami, hizmet binası, kadınlar ve erkekler için abdesthane ve şadırvan inşa edildi. 30 mezar adası yolu düzenlendi, 4350 metrekarelik otopark alanı yapıldı. 2012 yılında ilk definin yapıldığı Kurşunlu mezarlığına 100 bine yakın kişi defin edildi. Antalya’da son yıllarda ve özellikle bu yaz rekor üstüne rekor kıran sıcak havalar mezarlıkta yakını olan binlerce kişiyi de vurdu. 

BELEDİYE İLE VATANDAŞ KARŞI KARŞIYA GELDİ

Meteorolojinin ölçüm istasyonlarında 43 dereceye kadar çıkan sıcaklık değerleri açık arazide 55-60 dereceye ulaşıyor.  Mezarlarını aşırı sıcak havalardan korumak ve dua ederken güneş ışınlarından etkilenmek istemeyenler mezarların üzerine tente yaptırdı.  Antalya Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı tarafından vatandaşlara gönderilen ‘Usule aykırı yapılan mezarlar hakkında’ başlıklı tebligat vatandaşla belediyeyi karşı karşıya getirdi. Uyarının ardından vatandaşın güneşten korunmak amacı ile yaptığı tenteler de kaldırıldı. Tentelerin kaldırılmasının ardından güneşte dua etmeye fırsat bulamadıklarını ifade eden cenaze yakınları adeta isyan etti. 

“ÖNCE SANA İZİN VERİYORLAR, SONRA KALDIRIYORLAR”

Mezarlıktan yana çok mağdur olduklarını ifade eden Cemal Altıncık, “Sadece bizim adanın bulunduğu yerdeki tenteler kaldırıldı. Çok büyük sorunlar var. Biz gittiğimiz zaman sıcaktan dolayı 5 dakika duramıyoruz. Dua dahi edemiyoruz. Biz yazın güneşten kışında yağmurdan korunmak için tente yaptırdık. Ağaç olmayınca cenaze yakınları nasıl korunacak. Ağaç olsa bu sorunlar yaşanmazdı. Rastgele doldurulduğu için mezarlarda çökme de yaşanacak. Mezarlar askıda kalacak. Ben uygunsuz bir şey yapmıyorum, orada tek renk var. Bir görüntü kirliliği de yok. Tentenin ne zararı var. 2017’de karar aldılar neden o zaman izin verdiler. Önce sana izin veriyorlar, sonra kaldırıyorlar. Ulaşım da büyük sıkıntı. Biz onlarca insan görüyoruz, zar zor gelen. İnsanlar otobüse yetişeceğiz diye dua edemiyorlar” sözlerine yer verdi. 

“35 MEZAR İÇİN 10 TANE ÇAM AĞACI NASIL YETER?”

Mezarlıkta 6 yakını olan Ahmet Özay, “Annem, baba, kardeşlerim ve kızım olmak üzere 6 yakınımı kaybettim. Sadece kızımın mezarında tente var. Ben kızımla yazın oturarak dertleşmek istiyorum. 2013 yılında mezarlık açıldı. Menderes Türel zamanında orada çamlar vardı. Daha sonra parsellerde bulunan ağaçlar kesildi. Yılların ağaçların kesildi. Mezarlığın içerisine girdiğimiz her yer çam ağaçları ile kapalıydı.  Önce ağaçları kestiler, şimdi de tentelerimizi kaldırdılar. Çam ağacı dikiyorlar. Her bir sıraya 35 defin oluyor. 10 tane çam ağacı dikiyorlar, bu ağaçların çoğu kurudu. Bu çam ağaçları yılda sadece 30 santim büyüyor. 35 mezar için 10 tane çam ağacı nasıl yeter? Mezarların üzerine tente yapılamayacağı yönünde bir yönetmelik yok. Günde bir defa otobüs kaldırıyorlar. Mezarlık kapısından ilk girildiği anda en son define 20 dakika yürünüyor. Bu sıcakta insanlar nasıl yürüyecek? Cenaze defini yapılırken tente kuruluyor. Biz 30 dakika yakınlarımızı ziyaret etsek nasıl güneşte kalacağız. Mezarlığın içerisinde yıllarda bir kişi tente sattı. Madem yasak ve kaldırılacak neden bunun satışına izin verdiniz” dedi. 

“BİZ ORAYA PİKNİK YAPMAYA GİTMİYORUZ”

Selahattin Kamacı: “65 yaşında bir babayım, 33 yaşında evladımı kaybettim. Evlat acısını rabbim düşmanıma vermesin. Ben evladıma 2 dakika dua etmek istiyorum, sıcakta duramıyorum. Bunu bir insanın başka bir insana yapması nasıl olur. Şu güneşin altında 5 dakika kim oturabilir? Biz orada nefes alamıyoruz. Benim evlatlarımın üzerinde yer alan tenteler kaldırıldı. Acılı bir babaya bunlar yapılır mı? Dua etmeye müsaade etmediler. Dışarıda 55 derecelere kadar çıkan bir sıcaklık var. Ben kalp hastası bir babayım, 30 dakika güneşte nasıl durayım. Biz oraya piknik yapmaya gitmiyoruz. Bizim sesimizi kim duyacak? Orada bulunan tentelerin kime ne zararı var. Bizim ne suçumuz var. Orada bir ağaç 30 yılda büyür. Ben orada ne zaman ağaç göreceğim. Bulunan ağaçları da kesmişler. Bizim acımız katmerlendi. O tentenin altında dua edebiliyorduk, şimdi ise yaklaşamıyoruz” sözlerine yer verdi. 

“ORASI ADETA KERBELA ÇÖLÜ GİBİ”

Leyla Ocak, “Günde bir defa otobüs var. Şuan ben Akdeniz Üniversitesinin oradan saat 11.00’da otobüs bekliyorum. 60 yaşında oğlunu kaybeden bir anneyim. Benim bu vücudum oraya nasıl gitsin. Öğle sıcağında orada olacak. Ben çocuğumun üzerine tente yaptırdım. Neden yaptırdım? Birçok hastalığım var, ben 55 derece sıcaklıkta çocuğumun üzerindeki çiçekler kurumasın diye haftada 3 kez ziyarete gidiyorum. Orası adeta Kerbela çölü gibi. Ağaç diktiklerini savunuyorlar, ama o ağaçlar yılda 30 santim büyüyor. 15 yıl geçmesi gerekecek. O zaman biz olacak mıyız? Birçok ağaç da susuzluktan dolayı kurudu. Başkanımızı çok iyi tanırım ama bizim bu sesimizi duymamasına çok üzülüyoruz. Kendisine bir türlü ulaşamıyoruz. Bu tenteleri kışın kaldırsalar bu kadar üzülmezdik, şimdi kaldırılması adeta bize yapılan bir zulümdür. Ben o tenteye dünyanın parasını harcadım, sonrada bir gecede kaldırdılar. Ne olur bizimle, bizim evlatlarımız ile uğraşmayın. Belediyenin yapacağı işi biz yapıyoruz, çiçekleri ben suluyorum. Hem bizim ciğerimiz hem de Kurşunlu mezarlığı cayır cayır yanıyor” ifadelerine yer verdi. 

“ÇÖL OVASI GİBİ YANIYOR”

Ayten Şahin, “2 yıl önce oğlumu kaybettim. Bir sürü hastalığım var. Otobüsten inince 20 dakika yürüyoruz. Otobüs 11.00’da Uncalı’dan yola çıkıyor. Saat 14.00’dan oradan kalkıyor. 55 derece sıcaklıkta biz dışarıdayız. Bu saatte biz nasıl dışarı çıkalım. Güneşten korunmak için biz tente yaptırdık. Oğlumun başında 5 dakika oturamıyorum. Çöl ovası gibi yanıyor. Bu nasıl bir adalet, bizim harcağımız o kadar para sökülerek çöpe atıldı. Aralık’ta 5 bin TL vererek o tenteyi yaptırdım. Orada bulunan fidanlar sulanmıyor. 10 tane fidan diktik. Bunlara su vermiyorlar. Bizden para dahi istediler, biz çok mağdur olduk. Başkanımıza sesimizi bir türlü duyuramadım. Orası daha önce ormanmış, sen önce çöle çevir sonra da ağaç dik. Böyle bir uygulama olabilir mi? Bize çok çirkin yorumlar yapıldı. Bize ‘mangal da yakın, içki masası da kurun’ diyenler oldu. Onları kendi vicdanlarına bırakıyorum. Biz oraya yas tutmaya gidiyoruz” açıklamasında bulundu. 
 

Kaynak: ANTALYA KÖRFEZ GAZETESİ - ERTUĞRUL GÜN