Eyleme katılanlar arasında yer alan Şaziye Yat, “Bana kaç sefer bıçak çekti. Her şeyi yaptım içeri bile attırmayı düşündük, attıramadık” sözleriyle yaşadıklarını anlattı.15 yıldır uyuşturucu ile mücadele ettiğini ifade eden Yaşar Tunç, “Kendim kanser hastasıyım, kanserleri yendim ama oğlumun bağımlı olduğu bu uyuşturucuyu yenemedim. Bizi bitirdi” sözlerine yer verdi.

“UYUŞTURUCU GENÇLERİN KATİLİDİR”

Antalya’da Uyuşturucu ile Mücadele Federasyonu tarafından uyuşturucu ile mücadele kapsamında “Maddeye değil hayata bağlan” eylemi düzelendi. Antalya Körfez Gazetesinden Ertuğrul Gün'ün haberine göre, çok sayıda kişinin katıldığı eylemde, uyuşturucu kullanımının önüne geçilmesi içi tedbirlerin arttırılması istenirken, devlet yetkililerinden daha caydırıcı önlemlerin alınması talep edildi.   Onlarca kişi ellerinde taşıdıkları pankart ve dövizlerle uyuşturucunun gençler üzerindeki yıkıcı etkilerine vurgu yaptı. Etkinlik boyunca sık sık “Maddeye değil hayata bağlan”, “Uyuşturucuya hayır” ve “Geleceğimizi koruyalım” sloganları atıldı. Taşınan dövizler üzerinde “Uyuşturucu gençlerin katilidir, Benim çocuğum içmez deme, Bağımlılığı önlemek tedavi etmekten daha kolaydır, Ben bir anneyim evladımın gözümün önünde ölmesini istemiyorum” yazıldı.

“HER ŞEYİ YAPTIM İÇERİ BİLE ATTIRMAYI DÜŞÜNDÜK”

Katılımcılar, yaklaşık 500 metre ellerinde düdükler ile bir yürüyüş düzenleyerek Antalya sokaklarında farkındalık oluşturdu. Yürüyüş sırasında dağıtılan broşürlerle, uyuşturucunun zararları ve kurtulma yolları hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Eyleme katılanlar arasında, uyuşturucu bağımlılığına karşı mücadele eden sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve aileler de yer aldı. Grubun en çok dikkat çekenleri arasında ise çocukları uyuşturucu bağımlılığından kurtulamayan anneler oldu. Çocuğunun 12 yıldır uyuşturucu kullandığını belirten Şaziye Yat, “Çok zor durumdayım. Bizden para istiyor, bazen veriyor, bazen vermiyorum. Bana kaç sefer bıçak çekti. Ne bileyim? Şikâyette bulundum. Her şeyi yaptım içeri bile attırmayı düşündük attıramadık. Çöplerden bir şeyler toplayıp onları yiyor. Zehirlenecek diye aklımız çıkıyor. Bizim evimizde her şeyimiz var” dedi.

“KANSERLERİ YENDİM AMA OĞLUMUN BAĞIMLI OLDUĞU BU UYUŞTURUCUYU YENEMEDİM”

Çocuğunun şuurunu kaybettiğini ifade eden Yat, “Kaç sefer cezaevine girdi çıktı yine başladı. Girdi, çıktı, gene başladı. Elimizden bir şey gelmiyor. Devlet yetkililerimiz daha çok önlem alsın. Benim çocuğumun eline kelepçe vurulsun, hastaneye yatırılsın. Ben razıyım. Biz artık mücadele edemiyoruz. Çok yorulduk, bütün ailemiz üstüne düşüyor” sözlerine yer verdi.  15 yıldır uyuşturucu ile mücadele ettiğini ifade eden Yaşar Tunç, “Kendi kanser hastasıyım, kanserleri yendim ama oğlumun bağımlı olduğu bu uyuşturucuyu yenemedim. Bizi bitirdi, 15 yıl önce hastaneye yatırdım yine çare olmadı. 15 yıl önce 55 bin TL paramı aldı. Eve 10 günde bir geliyor. Sonra yine ortadan kayboluyor. Geçen gün Zeytinköy’e onu aramaya gittim. Marketin önüne oturmuş bir şeyler içiyor, kuru ekmek yiyor. Bizi ekmeğimizi yiyen yok. Bunun bir çaresi yok. Devletimiz daha çok mücadele etsin. Bizim evimizde her gün deprem oluyor. Evin önünden ambulans geçse ben krize giriyorum. Aralık ayında 1 ay hastanede kaldık, yine başaramadık” dedi.

“YAŞADIĞIMIZ ACILAR ÇOK BÜYÜK, BİZLER YAŞARKEN NEFES ALAMIYORUZ”

Bir başka anne Semiha Irmak ise gözyaşları içerisinde yaşadıklarını şöyle anlattı: “10 yıldır uyuşturucu kullanıyor. Şuan karşımda oturuyor. Sokaklarda geziyor ulaşamıyorum. Ben bir anneyim, bugüne kadar tedavi görmedi. Vicdanım sızlıyor bu durumuna. Ben çadırlarda oturuyorum. Her zaman para veremiyorum. Hurda topluyor. Verebildiğim kadar para verebiliyorum. Veremediğim zaman dışarılarda ne yaptığını bilmiyorum. Bu uyuşturucu belasından bütün evlatlarımız kurtarılsın. Biz buna dayanacak gücümüz kalmadı. Çocuklarımız gözlerimizin önünde yok olup gidiyor. Biz bir anneyiz, biz bir insanız. Canlarımız yitiyor, geri gelmiyor. Yaşadığımız acılar çok büyük, bizler yaşarken nefes alamıyorum.”

“UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞI GİDEREK ARTIYOR”

Grup adına basın açıklamasında bulunan Abdurrahman Onat, “Uyuşturucu kullanımı geri dönüşü imkansız hastalıklara yol açıyor. Hayatı tehdit eden hastalıklara daima açıktır. Uyuşturucu bağımlılığı giderek artmaktadır, daha çok önlem alınmalıdır. Tedavi masrafları devletimiz tarafından karşılanmalıdır, ihbar edenlere para ödülü verilmelidir. İhbar edenlerin isimleri gizli olmalıdır. Bağımlılar tedaviden sonra devlet tarafından istihdam edilmelidir. Rehabilitasyon merkezlerinin sayısı artmalıdır” dedi.

Kaynak: ANTALYA KÖRFEZ GAZETESİ-ERTUĞRUL GÜN