Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ATSO) Eylül ayı meclis toplantısı, Meclis Başkanı Ahmet Öztürk başkanlığında, Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, yönetim kurulu ve meclis üyelerinin katılımıyla yapıldı.

BÜYÜME VERİLERİNE DİKKAT ÇEKİLDİ

Antalya Körfez Gazetesi Muhabiri Ertuğrul Gün'ün haberine göre konuşmasına Paris Paralimpik Oyunlarında Türkiye’yi temsil eden takıma teşekkür ederek başlayan Yusuf Hacısüleyman, 94 sporcu ile şimdiye kadarki en yüksek katılımı gerçekleştirildiğini ifade etti. Yusuf Hacısüleyman, “28 madalya ile yine şimdiye kadarki en yüksek madalya sayısına ulaştık. Tarihimizin en başarılı paralimpik oyunlarını geçirdiğimiz organizasyonda 6 altın, 10 gümüş, 12 bronz madalya kazanan sporcularımızla büyük gurur duyduk. Madalya alan almayan tüm sporcularımıza ve teknik ekiplere ayrı ayrı teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz. Yaz aylarını geride bırakırken hem Türkiye hem Dünya ekonomisinde hızlı değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz.  Geçtiğimiz haftalarda yılın ikinci çeyreğine ait büyüme verileri açıklandı. Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 2.5 büyüdü. Bu, son 4 yılda gördüğümüz en düşük büyüme hızı” dedi.

 

 “SONUÇ SANAYİ SEKTÖRÜNÜN DARALMASI OLMAMALI”

Tüketimdeki yavaşlama enflasyon ve cari denge için olumlu olduğuna dikkat çeken Yusuf Hacısüleyman, “Ancak yatırımlardaki sert yavaşlama sanayi sektörü açısından olumsuz bir gelişme. Büyümenin dağılımına üretim tarafındaki sektörler açısından baktığımızda ise daha farklı bir resim görüyoruz. Hizmetler sektörü ikinci çeyrekte yüzde 2.9, tarım sektörü yüzde 3.7 büyürken, sanayi sektörü yüzde 1.8 daraldı. İşte bu daralma üzücü, düşündürücü ve kaygı verici. Neden mi? Hepinizin bildiği gibi, büyümedeki yavaşlama bilinçli olarak uygulanan sıkı para ve maliye politikasının bir sonucu.  Buradaki amaç, anormal düzeylere ulaşmış olan iç talep artışını makul düzeylere çekmek ve bu yolla hem cari açığı hem enflasyonu düşürmek. Bunda mutabıkız. Biz de ekonomideki gerçekleri gören herkes gibi, yüksek iç talebe dayalı, sırtını enflasyona dayayan büyümenin sürdürülemez olduğunu biliyor ve uygulanan mücadeleyi destekliyoruz. Ancak, amaç tüketimi yavaşlatmak iken sonuç sanayi sektörünün daralması olmamalı” sözlerine yer verdi. 

“KONKORDATO BAŞVURULARI ARTMAYA BAŞLADI”

Ülke ekonomisinin sanayi olmadan büyümeyeceğini bildiklerini ifade eden ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Böyle bir büyümenin sürdürülebilir ve istikrarlı bir büyüme olamayacağını biliyoruz. Bizim istikrarlı ve yüksek oranlı bir sanayi büyümesine ihtiyacımız var. Sanayi büyümezse, hizmetler bir ülkeyi uzun süre ayakta tutamaz. Biz sanayi odaklı ve dengeli büyümeyi öngören bir ekonomi politikası bekliyoruz.  Bakın bundan tam bir yıl önce rahmet Ali Başkan ne demişti? Hem bunu hatırlatayım hem de bu vesile ile kendisini de rahmetle analım. Şöyle demişti: “Bir endişemi tekrar hatırlatmak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız ve Sayın Hazine-Maliye Bakanımız yatırım ve ihracatı sonuna kadar destekleyeceklerini ifade ediyorlar. Hepimiz buna imzamızı atarız. Fakat bu yapılırken, iç piyasaya üretim yapan firmalarımızın gözden kaçmaması gerekiyor. Çünkü, önümüzdeki aylarda ihracat, iç piyasaya bir alternatif olmayacak. 2024’te ihracat aşağı yukarı yerinde sayacak. İhracat büyümezken, iç piyasayı daraltmak çok sayıda firmanın kapanmasına neden olabilir. Bunun için biz kademeli bir yavaşlama, KOBİ’leri ayakta tutan bir ekonomi politikasından yanayız.” Şu anda maalesef Ali Başkan’ın uyarılarının gerçekleştiğini görüyoruz. İçeride iflas ve konkordato başvuruları artmaya başladı. Sanayi sektörü küçülüyor. İhracatta çok cüz’i bir artış var. İSO-PMİ endeksi altı aydır negatif. Tüm imalat sektörlerinde daralma var. Reel kesim güveni zayıflıyor. Sanayi de istihdam beklentileri geriliyor” açıklamasında bulundu.

“ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZ”

ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İşte bunun için diyoruz ki: “Tamam ekonomi yavaşlasın, enflasyon düşsün, bir de iş dünyası olarak üzerimize düşeni yapalım ama, sanayiden vazgeçmeyelim.” Peki bu nasıl olacak, talebimiz ne? Talebimiz finansmana eşirimde yaşadığımız sıkıntıların hafifletilmesi. Zaten kredi faizleri son derece yüksekken bir de bunun üzerine bankalara “KOBİ’lere verdiğiniz kredilerde aylık büyüme yüzde 2’yi geçmeyecek” denmesin. Yüzde 2’lik kredi büyüme tavanını yukarı çekmenin KOBİ’lerimizi bir nebze rahatlatacağına inanıyoruz
Bu ayın başında 2025-2027 Orta Vadeli Programı, Cumhurbaşkanı Yardımcımız ve ilgili Bakanlar tarafından açıklandı. Enflasyonu düşürmenin öncelikli hedef olarak belirlendiği programda, büyüme tahminleri yarım puan aşağı çekilerek 2024 için yüzde 3.5, 2025 için yüzde 4 olarak açıklandı. Yılsonu enflasyon hedefleri de bu yıl için yüzde 41.52025 için yüzde 17,5 olarak revize edildi. Arkadaşlar özetle, bizler iş dünyası olarak hem süregelen dezenflasyon politikasını devam ettirmek hem de OVP hedeflerinin gerçekleştirilmesi noktasında üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Tüm göstergelerde olmamakla birlikte, ekonomik verilerimizdeki dengelenmeyi izliyor ve bunların devam etmesini istiyoruz. Beklentimiz, bu süreçte sanayi sektörünün kollanması ve özellikle dar ve sabit gelirliler olmak üzere halkımızın satın alma gücünün desteklenmesidir” dedi. 

“2025 KÜRESEL EKONOMİ BİZİM LEHİMİZE İŞLEYECEK”

Faiz indirimleri hakkında da açıklamalarda bulunan Hacısüleyman, “ABD Merkez Bankası geçen hafta politika faizini 50 baz puan düşürdü. Avrupa Merkez Bankası birkaç ay önce indirimlere daha küçük adımlarla başlamıştı. 2025 sonuna kadar gelişmiş ülke merkez bankaları indirimlere devam edecek. Bu kademeli olarak dış talebin artması, emtia fiyatlarının yükselmesi anlamına geliyor.  2025’te bu yıldan daha dinamik bir Avrupa ekonomisi göreceğiz. MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika ) Bölgesinde de talep daha canlı olacak. Bunlar, beklenmedik bir gelişme olmaz ise mal ihracatımızın ve turizm gelirlerimizin artacağı anlamına geliyor. Dolayısıyla 2025 küresel ekonomi tarafında bizim lehimize işleyecek. Bundan en çok fayda sağlayacak olan da Antalya iş dünyası olarak biz olacağız. Şimdi herkesin merak ettiği konu Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının faizleri ne zaman indirmeye başlayacağı. Henüz hangi ay indirimlerin başlayacağını bilmesek de bu adıma çok az kaldığının farkındayız. Yani işin çoğu gitti azı kaldı. Bankalar 3 ay ve üzeri mevduatlara uyguladıkları faizleri yüzde 30’a doğru çekmeye başladı. Bu da artık indirimlere çok yaklaştığımızı gösteriyor; muhtemelen Kasım’da böyle bir gelişme olabilir” ifadelerine yer verdi. 


 

Kaynak: ANTALYA KÖRFEZ GAZETESİ-ERTUĞRUL GÜN