Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Manavoğlu 22 Mart Dünya Su gününe özle bir mesaj yayınladı. Yayınladığı mesajında suyun önemine dikkat çekti. Dünyanın en büyük su kaynakları olarak kabul edilen buzulların küresel ısınma ve karbon salınımı nedeniyle hızla yok olduğuna değinen Manavoğlu, Türkiye’nin de yanlış su politikaları nedeniyle hızla su fakiri olma yolunda ilerlediğine vurgu yaptı.
BUZULLAR YOK OLUYOR
Dünyanın büyük tatlı su kaynağının buzullar olduğuna ama iklim değişikliği yüksek miktarda karbon salınımı ile buzların erimekte olduğuna dikkat çeken Manavoğlu, “Buzullar, yeryüzünün tatlı su depoları olarak yalnızca ekosistemin dengesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda milyonlarca insanın su ihtiyacını karşılayan nehirlerin ve tarım alanlarının da temel kaynağıdır. Ancak, iklim değişikliği, yüksek karbon salınımları ve çevreye zarar veren politikalar sonucu buzullar hızla erimekte, su döngüsü bozulmakta ve gıda üretimini doğrudan tehdit etmektedir. Türkiye, coğrafi konumu itibarıyla buzul kaynaklı su sistemlerine doğrudan bağımlı olmasa da, küresel iklim krizinin etkilerinden olumsuz etkilenmektedir. Ülkemizde su kaynaklarının azalması, kuraklık ve tarımsal verim kaybı, buzulların erimesiyle tetiklenen küresel sorunların bir yansımasıdır” diye konuştu.
TÜRKİYE SU FAKİRİ OLMA YOLUNDA
Dünyada buzulların çok hızlı bir şekilde azalırken Türkiye’de ise yanlış su politikaları nedeniyle su havzalarını hızla tahrip edildiğini belirten Manavoğlu, “Dünya genelinde buzulların hacmi son yüzyılda dramatik bir şekilde azalırken, bu durum deniz seviyesinin yükselmesine, tatlı su kaynaklarının tükenmesine ve tarım arazilerinin kaybına yol açmaktadır. Sürdürülebilir su yönetimi olmadan gıda güvenliği ve güvencesi sağlanamaz. Buzulların korunması, yalnızca bir çevre sorunu değil, aynı zamanda insanlığın gıdaya erişim hakkının sağlanması ve sürdürülmesi meselesidir. Ne yazık ki, ülkemizde su politikaları hâlâ kamu yararı yerine rant odaklı projelere öncelik verilerek yürütülmektedir. HES’ler, madencilik faaliyetleri ve plansız sanayileşme, su havzalarını hızla tahrip etmekte, ülkemiz su fakiri olma yolunda ilerlemektedir” dedi.
“MUSLUKTAN AKAN SULAR İÇİLEBİLİR OLMALI”
Mevzuata göre Türkiye’de musluklardan akan suların içilebilir olması gerektiğine değinen Manavoğlu, “Ülkemizde mevzuatlara göre; musluklarımızdan akan suyun içilebilir nitelikte olması gerekmektedir. Bu konuda sürekli ve sağlıklı bilgi aktarımının sağlanması son derece önemlidir. Ambalajlı suların ve kaynaklarının denetimlerinde yetersizlikler olduğu ve kayıt dışının önemli bir sorun olduğu bilinmektedir. Tüketiciler güvenli olduğunu düşündükleri ambalajlı su tüketimine yönelmektedir. Özellikle Sağlık Bakanlığı ve Belediyeleri sorumluluklarının bilinci ile davranmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
SU ÜCRETSİZ OLMALI
Vatandaşların suya ulaşmasının temel bir hak olduğuna ve bu yüzden TMMOB Gıda Mühendisleri Odası olarak her bireyin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar suyun ücretsiz olması gerektiğine vurgulayan Ali Manavoğlu, “Şehirlerimizde, belediyeler tarafından sağlanan şebeke suyu her zaman ücretli olmuştur ve bu uygulamanın aksi düşünülmemiştir. Oysa güvenli ve sağlıklı suya ulaşmak temel insanlık hakkıdır ve vazgeçilmezdir. Su olmadan yaşamdan, tarımsal üretimden, refahtan söz etmek mümkün değildir. Her bireyin temel ihtiyaçlarını karşılayacak kadar su ücretsiz olmalıdır. Bunun yanında suyun tasarruflu kullanımı teşvik edilmeli ve sürdürülebilir su yönetimi için toplumsal bilinç oluşturulmalıdır. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası olarak, suyun “ticari mal” değil, bir “insan hakkı” olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Gıda güvenliği ve halk sağlığı için su kaynaklarımızın korunması, yalnızca teknik bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur” dedi.