Antalya Kent İzleme Ptatformu (AKİP) her yıl olduğu gibi bu yılda bir önceki sene yaşanan kent ihlallerini raporlaştırarak kamuoyuna sundu. AKİP Sözcüsü Mustafa Şahin tarafından yapılan açıklamada, “Antalya’da 2024 yılına ait tespit ettiğimiz “kent hakkı ihlalleri” ile 10 yıllık dönemin envanterini tamamlamış oluyoruz. 10 yıldan geriye kalan ilk izlenim, merkezi yönetimin izdüşümü olan Türel Yönetimi ve sonrasında kentin piyasalaştırılması yolunu takip eden Böcek Yönetimi pratiklerinin yaşanmış olmasıdır” denildi.
YEREL SEÇİM HATIRLATMASI
AKİP Sözcüsü Mustafa Şahin, raporla ilgili şu açıklamayı yaptı: “2024 yılı ise hem ülkemiz için hem de kentimiz için önemli bir seçim yılıydı. Merkezde Tek Adam Yönetimi anlayışı değişmedi. Ancak hemen bütün yerel yönetimlerde Merkezi Yönetime muhalif çevrelerin oylarında büyük artışlar oldu. Antalya’da bu durum rekor düzeye ulaştı. 2024 yılı aynı zamanda Merkezi Yönetimin kendisine muhalif yerel yönetimlere açıkça savaş açtığı yıl oldu. Yaygınlaştırdığı kayyum atamaları, silkeleme operasyonları, hacizler, müfettişler, vetolar yanında, merkezden imar planlarına müdahaleler, özel inşaat izinleri, tahsisler ve doğrudan yatırımlar yoluyla yerel yönetimlerin hareket alanını daraltmak, gözden düşürmek ve etkisizleştirmek isteyen Merkezi Yönetim, ülkenin adeta savaş/ düşman hukuku ile yönetme halini kanıksanır hale getirdi.”
BÖCEK İLE BAKANIN YAN YANA FOTOĞRAFI
“Antalya, ülkenin gözde ve bolca paraya tahvil edilebilir alanlarına sahip bir kent olma özelliği ile Merkezi Yönetimin ve sermaye /çıkar çevrelerinin yakın takibi altında ve ısrarlı beklentileri olan bir kent. Ve ne yazık ki Yerel Yönetimlerimizin kentin ortak ihtiyaçlarından ve kamusal çıkarlarımızdan daha çok bu beklentilere karşılık vermek üzere konumlandıkları bir sır değil. 2024 yılına damgasını vuran gelişme ABB Belediye Başkanının Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanıyla omuz omuza paylaştığı fotoğraf karesi ve verdiği mesajı doğrultusunda, kapalı kapılar ardında sürdürülen yatırım projeleri oldu. Merkezi yönetimce yukarıdan müdahale edilen imarlı, imarsız alanlardaki al gülüm ver gülüm pazarlıkları uğruna yerel yönetimlerimizin sessiz kalışları ve önüne geçilemeyen nemalanma hevesleri ile kentsel değerlerimizin piyasa koşullarına tercih edilmesi bir diğer çıkmaz yolumuz olarak varlığını sürdürüyor.”
4. ETAP RAYLI SİSTEM PROJESİ
“Bu yıl ihale edildiği ilan edilen 4.Etap Raylı Sistem Projesi, kamusal bir hizmetin nasıl bu kadar etütsüz, işlevsiz ve tahripkar olabileceğinin, bir o kadar da ucu açık bir şekilde kamu maliyesinin ve kent sakinlerinin sırtına fatura edilirken, yatırımcı Makyol İnşaat - Özkar İnşaat ortak girişimini hadsizce zenginleştirilebileceğinin en belirgin örneği oldu. Kentin ortak alanları olan Lara Sahilleri ihalesinin ayan beyan, Konyaaltı Sahillerine bakan kaçak 5 M Migros binasının bulunduğu fuar alanının intifa hakkı süresi sona ermesine karşın gizli kapaklı yollarla nasıl sermaye dünyasına peşkeş çekildiğine, ortak alanlarımızı yalnızca parası olanlarca kullanılabilir hale getirildiğine tanık olmak ise bu uğurdaki hukuksuzluğun, keyfiliğin kente ve kentliye yabancılaşmanın bir başka örneği oldu.”
KİPA AVM ALANIYLA İLGİLİ SORUN
“Fabrikalar Mahallesindeki KIPA AVM arsasından, Varyanttan başlayıp Lara Kıyı bandı boyunca kentin simgesel değerleri olan Falezlere kadar, daracık ada/parsellerden, su kaynaklarına, tarımsal alanlara, yeşil alanlara, Kaştan Gazipaşa’ya, Korkuteli’nden Gündoğmuş’a kadar bütün kamusal, çevresel ve tarihsel değerlerimizin üzerine gömülen ve göklere yükseltilen beton bloklarla boğulmakta olan bu kentin, yeterliliğini, alt yapısını ve hepsinden önemlisi içinde yaşayan insanının ve doğasının geleceğinin düşünülmediği çok açık. Kızılarık Mahallelileri gibi yandaş olmayınca kadim mekanlarından kapı önüne bırakılmalarına yol veren, haksız zenginleşmelere aracı olmaktan çekinmeyen bu kentte söz sahibi olan Merkezi veya Yerel Yöneticiler ve sivil kent dinamikleri dolaylı / dolaysız, isteyerek / istemeyerek el birliği ile 2024 yılını kentin gelecek yıllarının en kötü habercisi olan bir yıl haline getirmiş oldular.”
KAMU YARARI VURGUSU
“O nedenle her yıl olduğu gibi yine yineliyoruz ki, Merkezi ve Yerel Yönetim yetkililerinin, yaşam alanlarımıza yönelik düzenlenme ve uygulamalarında ortaya çıkan temel sorunlara, her geçen yıl daha da derinleşen yoksunluklarımıza, hukuksuzluklara ve yok sayılmalarımıza karşı, esas olanın kent sakinlerinin, kent dinamiklerinin kent yaşamına müdahil olmalarıdır; uygulama ve kararları takip etmeleri talepte bulunmaları; itiraz etmeleri ve bu amaçla örgütlenmeleridir. “Kamusal Çıkarları Esas Alan”, “Kamusal Yetkilerini Kötüye Kullanmayan”, “Kamusal Kaynakları Menfaat Çevrelerinin Zenginleşme Aracı Olarak Görmeyen”; Açık, Katılımcı, Demokratik ve Eşitlikçi ve Toplumsal Olandan Yana bir kent yaşamı için köken ve inanç farkı gözetmeksizin bir araya gelemediğimiz sürece yaşam alanlarımız, haklarımız ve özgürlüklerimiz gasp edilmeye devam edecektir.”