Hepimiz sonunda bu hafta sonu muradımıza ereceğiz ve partilerin milletvekili listelerini göreceğiz. Yaklaşık bir aydır devam eden toz bulutu da Ankara’da genel merkezlerin üflemesi ile dağılacak ve hepimiz açıkta kalacağız.

Nitekim, toz bulutuna üflemeler de başladı. MHP listelerini açıkladı ve YSK’ya verdi. MHP’nin kendi listeleri ile seçime girmesini belki şimdi seçim sıcağı içerisinde tartışmayacağız ama 15 Mayıs’ta oluşacak meclis aritmetiği içerisinde, bu ayrı liste olarak girme hareketine çok göndermeler yapacağız.

Toz bulutunun görece çok daha az olduğu diğer cephe de AKP. Biliyorsunuz. AKP Antalya’da kendi içerisinde bir temayül yaptı. Bunun sonuçlarını da Antalya’ya gönderdi. Eğer çok sürpriz olmazsa, listelerde aşağı yukarı belli. Yalnız AKP’de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Samsun ya da Gaziantep’ten aday gösterilebileceği bilgisi kulislerde geziyor. Bunun nedeni olarak da, Çavuşoğlu – Türel çekişmesi yatıyor. Zira bu iki adın aynı listede olamayacağı konuşulanlar arasında. 2019 yerel seçim süreçlerini takip edenler için bu çok anlaşılır bir durum.

Gelelim, toz bulutunun en yoğun olduğu alanlara.

İyi Parti üye bazlı bir temayül yoklaması yapmış, burada bir liste elde etmişti. Ancak bu yoklamada Serik ve Muratpaşa sandıklarına itirazlar gelmişti. Hatta, Genel Merkez’in temayül yoklamasını iptal edeceği bile konuşulmuştu. Ancak gelinen notada temayül hala geçerliliğini koruyor. İyi Parti’de hesaplar dört vekil üzerine yapılıyor. Bu dört vekilin dağılımında kimine göre 1. ve 3. sıralar, kimine göre de 2. ve 4. sıralar Genel Merkez kontenjanı olarak dillendiriliyor. Hangisi doğru olursa olsun, bu bilgilerden Genel Merkez’in iki kontenjan kullanacağını anlıyoruz. Kalan iki kontenjan da temayül sonucundan birisi kasın olma üzere kullanılacağı bilgisi de kulislerde dolaşıyor. Yani, bu kulis bilgilerine bakarsanız, Antalya’dan İyi Parti ilk dördüne girecek adlar da belli.

Bir diğer tozlu alan, CHP. Kaç gündür CHP yazıp çiziyoruz. Zira bize CHP kadar yazılacak malzeme veren ikinci yapı yok. 5 Nisan’dan itibaren CHP Genel Merkezi kapılarını MYK, PM ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri ile milletvekilleri dışında bütün ziyaretçilerine kapatmasına rağmen, aday adayları CHP Genel Merkezi önüne kurdukları çadırları hala toplamadılar. Kap önünde kimi yakalarlarsa, ona etki etmeye çalışıyorlar. Belediye başkanları da, listeye isim yazdırma sevdasından vazgeçip, listede kimin olmaması gerektiği üzerine çalışıyorlarmış. Bu da ayrı bir dipnot olarak burada dursun. İleride lazım olacak.

Bu kulis bilgilerinin ardından biraz oluşacak meclis niteliğine göz atalım. Çünkü, seçilecek yerlere konulacak vekilleri, bu dinamik belirleyecek.

Siyasetin sıcak gündemi içerisinde atladığımız çok önemli bir nokta var. Burada ben de kendimi eleştirmeliyim. Siyasetin sıcak şehvetine kapılıp da ana konulardan sapmamalıydım.

Bu önemli konu, 15 Mayıs’ta oluşacak meclisin, özellikle Millet İttifakı için bir nevi kurucu meclis olacağı. Bu konu aslında temel dinamik. Bu saptamanın iki boyutu var.

Birincisi, Anayasa değişikliği için gerekli olan 361 sayısına ulaşmak. Bu konu, hem Millet İttifakı hem de Emek ve Özgürlük İttifakı için, kağıdı kalemi ele alıp, tek liste ya da ayrı liste tartışmasını gerçekçi zeminde yapılmasını zorunlu kılıyor. Özellikle Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bu konuda Antalya’da başarılı bir sınav verdiği söylenemez.

İkincisi de; özellikle CHP ve İyi Parti için disiplinli bir meclis grubunun oluşması. İyi Parti bu konuda daha avantajlı gibi duruyor ama CHP için aynısını söylemek zor. Yeni oluşacak meclis birleşiminde CHP grubunun, gerekirse bir asker disiplini içerisinde hareket etmesi gerekecek. Vekil listeleri de buna göre şekillenecek.

Son söz: Aman ha, isim vermeyin, son 24 saatte altında kalırsınız.