Geçtiğimiz hafta, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli' adını verdikleri yeni müfredat programını açıkladı. Yeni programdan önce Bakanın özgeçmişine bir göz atalım. 

Yusuf Tekin, 25 Temmuz 2018'de MEB Müsteşarlığından ayrılıyor. 17 Ağustos 2018'de Hacı Bayram Üniversitesi Rektörlüğüne, daha bir aylık profesörken atanıyor. Bu atama için 3 yıllık profesörlük şartı bir yasa ile kaldırılıyor. Yani Rektörlüğe "hile-i şeriye" ile getiriliyor. İşte bu hile-i şeriyeye tevessül eden 'bilim insanı, bugün bize eğitim programı hazırlıyor. "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" gibi afilli tanımlamaya bakmayın. Aslında bütün amacı 'maarif' sözcüğü özetliyor.
'Egitim' değil de 'maarif' sözcüğünü kullanmayı tercih eden bir anlayışın ortaya koyacağı program da bellidir.

Diğer yandan, sanki Nurettin Nebati'yi çok özlemişiz gibi, ondan duymaya alıştığımız kavramsalımsıları da gözümüze sokuyor. Örneğin; 'epistemolojik bütünlük', 'aksiyolojik olgunluk', 'ontolojik bütünlük' gibi. Siz bunlardan ne anladınız, bilmiyorum. Ama ben birşey anlamadım. Bir yandan böyle buram buram felsefe kokan sözcükler kullanılırken, diğer yandan felsefe kapı dışarı ediliyor. 'Sadeleştirme' adı altında dersler tırpanlanıyor. Evrim teorisi gidiyor, yerine yaradılış teorisi geliyor, falan.  'Asım'ın nesli' diye diye geldikleri yer burası işte. Dindar ve kindar nesli böyle böyle inşa etmeye çalışıyorlar. 20 yıldır başaramadılar, bundan sonra da başaramayacaklar!