Psikolojinin temel süreçlerindendir. Örtük (farkına varmadan) öğrenmenin üç türü vardır. Alışma, duyarlılaşma ve klasik koşullanma.

Alışma; uyarıcının tekrar tekrar verilmesi sonucunda organizmanın tepki vermesini bırakmasına denir. Bir ortamdaki parfüm kokusunu bir süre sonra duymamak, kokuya alışmak ya da pandemi nedeniyle yüzümün bir parçası haline gelen maskeye alışmak örnek olarak verilebilir.

Önceleri torununu görememek kabul edilemez gelse de sonraları köpek gezdirmeye razı olmaktır!

Duyarlılaştırma; alışmanın tersidir. Zararlı uyarıcıdan sonra duyarlılaşmış organizmanın tüm uyarıcılara hafiflemiş bile olsa güçlü tepki vermesidir. Çok ciddi bir trafik kazası geçiren birisinin fren sesi duyduğunda korkmasıdır. Daha güncel örnek verirsek her gün son dakika olarak verilen pandemi vaka sayıları, kırmızı olmuş Türkiye haritaları açıklandıktan sonra korkuyla evin içinde bile maske ile oturmaya başlanmasıdır.

Türkiye’de ABD ve işbirlikçi iktidarların çıkarlarının, toplumun çıkarları gibi dayatılması için oynanan oyunlarda kuşkusuz medya baş aktördür. Halkı yönetmek ve yönlendirmek için medyanın bir propaganda aracı olarak iktidar tarafından kullanıldığının birçok örneği var.

Psikolojinin bu temel süreçlerini halkının yararına bir şekilde kullanırsan insanları özgürce düşünmeye sevk edersin. Eleştiriler bakabilen, somut şartların somut analizini yapabilen bir toplum var edersin. Tersini yaparsan bir 19 yıl daha iktidarda kalabilirsin…

2019 ile 2020 yılları arasındaki ölüm istatistiklerine bakıldığına ölüm nedenleri dışında önemli bir fark gözükmüyor. Bakıldığında astım, nezle ve gripten ölen yok! Dünyada ve ülkemizde minare çalınmış kılıf dikilmiş! Eski çağlarda köleler ayırt edilebilsin diye kulaklarına küpe takıyorlardı. Günümüzdeki küpe, elimizdeki akıllı telefonlar ve tüm medya araçlarıdır! Yüzümüzü kaplayana ne denir bilemedim!

REJİM DEĞİŞTİ

16 Nisan 2017’de yapılan referandumla Türkiye’de rejim değişti. Eski Türkiye yeni Türkiye kavramlar bu yüzden rahatça kullanılıyor. Eski rejimin uygulamaları ise bugünlerde sırayla kaldırılıyor. İstanbul Sözleşmesinin, Andımızın, askeri okullara giriş yönetmeliğinden irticai faaliyetlere karışmamış olma şartının, korolardan Türk isminin kaldırılmasının sebebi de budur.

Rejimin değiştiği, değiştirildiği çok az bir kesim tarafından dillendirildiği ve medya tarafından sansürlendiği için halkımız duymamaktadır. Bu uygulamaların kaldırılmasının nedeni olarak da iktidarın yanlış politikası olduğunu düşünmektedir. Bir program çerçevesinde bunun yürütüldüğünün farkında değildir!

Sırada Atatürk büstleri vardır. 1980 darbe anayasasının ürünleri denilerek kaldırılması tartışmaya açılmak istenmektedir.

Her şey sözde yeni anayasa yapabilmek, Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırabilmek için yapılmaktadır. Yıkıma alışma! İster sosyal medyanın ister görsel-işitsel medyanın duyarlılaştırmasına ve koşullandırmasına rıza göstermeyelim!