Biyolojik Yaklaşımlar (Farmakoterapi) İlaç tedavisi otizme özgü belirtilerde değişikliğe yol açmaz. Ancak Otizmden etkilenmiş çocuklarda sık görülen aşırı hareketlilik (hiperaktivite), sıkıntı (anksiyete), depresyon, uyku ve yeme sorunları, kendine zarar verici davranış, saldırganlık ve diğer düzen bozucu davranışlarda kullanılır. İlaçların konunun uzmanı tarafından ve belli aralıklarla takip edilerek uygulanması doğrudur. Gerekirse ilacın etkinliğini ölçmek için aralıklı olarak testler ve değerlendirmeler yapılır. Beyinde kimyasal sistemler vardır. Bunların başlı çaları, dopamin, seretonin, noradrenalin ve opioit sistemleridir. Otizmde bunların bir veya birkaçının bozuk olduğu sanılmaktadır. Kullanılan ilaçlar beyin biyokimyasında bazı değişiklikler yaratarak etkili olur. Otizmden etkilenmiş bir çocuğun zekâ düzeyi tedavi sonucunu belirleyebilir. Beş yaşına geldiği halde hala konuşmanın gecikmiş olması, zekâ bölümünün 50'nin altında olması, epilepsi hastalığının bulunması ve klinik görünümünün ağır olması tedaviden yararlanma şansının az olacağını gösterir. Saldırgan davranışları olan Otizmden etkilenmiş çocukların ilaç tedavisi ile bu davranışları azalmakta ya da ortadan kalkmaktadır. Ayrıca epilepsi gibi otizme eşlik eden bazı hastalıkları ilaçla tedavi etmek olasıdır. Türkiye'de belli merkezlerde Otizmden etkilenmiş çocuklara bireysel ve grup eğitimi veren özel eğitim kuruluşları vardır. Buralarda bilişsel ve davranışçı yöntemlerle tedavi yaklaşımları uygulanır. Otizmden etkilenmiş çocukların bazıları bu merkezlerden aldıkları eğitimlerle öz bakımlarını yapabilir hale gelmekte, sözcük dağarcıkları gelişmekte ve sosyal iletişimlerinde düzelmeler olmaktadır. Tedavi programlarına yoğun ve aktif olarak ailelerin katılması, davranışçı tekniklerin ailelere de öğretilmesi önemlidir. Aileler, çocuğun içine kapanmasına izin vermemeleri ve uyaranları çocuğa düzenli olarak sunmaları gerekmektedir. Uğuldaması ya da tekrarlayıcı basmakalıp davranışları olan bir çocuğun ilgisi bir oyuncak ya da bir nesne ile başka yöne çekilmeye çalışılmalıdır. Uğuldamayı bıraktığı zaman ödüllendirilmeli, hızla ilgisini çekebilecek başka bir etkinliğe geçilmeli ve olumsuz davranışın sıklığı bu şekilde azaltılmalıdır. Eşyaları tanıtmak, onunla konuşmak ve güçlü bir duygusal bağ kurmak çok önemlidir. Otizmden etkilenmiş çocuğun tedavisi zaman alıcı, uğraştırıcı, pahalı ve zordur. Otizmden etkilenmiş çocuğu olan aileler hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamalı, çocuklarının bir şeyler öğrenebileceğine inanmalı, onlarla sıcak ve yakın ilişkiler kurmalı ve çocuklarının tedavisinde sabırlı olmalıdırlar. (Devam Edecek) Esenlikler Dilerim.