Diğer Yazıları Maç öncesi güvenlik aramaları geçen haftaların tersine çok keyifliydi. Sadece ilk bariyerde ciddi bir arama ki normali de budur, ikinci bariyerde arama yok, stada girdikten sonra gayet nazik bir karşılamayla beraber hafif bir üst araması hepsi bu. Zaten bizim istediğimiz de buydu. Akıl eden doğruyu bulan herkese binlerce teşekkür. ​Maç öncesi Eto’o tribünlerin çağrısına cevap verdi, işaret parmağını sallayarak motive edici konuşmasını da yaptı. Anladığımız Eto’o’nun morali düzelmiş. Dediğim gibi onun morali düzelince takımın morali de düzgündü, herkes galibiyet için canla başla çalıştı. Geçen haftaların takıma hakim olan isteksizliğinden eser yoktu. Kenarda teknik sorumlu Leonardo da 90 dakika boyunca adeta takım için çırpındı durdu. Dışarıdan böyle tasvir edince her şey güzel gibi gözüküyor ama maalesef bu tablo yeterli değil. Pas isabet yüzdesi düşük. Kaleye şut atma (isabetli veya isabetsiz şut) oranı neredeyse sıfıra yaklaşık. Sanki futbolculara ‘sakın kaleye şut atmayın’ diye emir verilmiş.Futbolcuların defansta hatta hücumda çoğalmaları imkansız gibi bir şey. Ne yaptık tekrar başa yani sezon başına döndük. Bu takımın çok ama çok hem de arı gibi çalışması lazım. Artık giden gitmiş gelen gelmiş. O olsaydı bu olsaydı demeden mevcut duruma bakacağız. Mevcut durum da çok çalışmayı gerektiriyor. ​Maça gelince; Kasımpaşa’yı 2-1 yendik. Yine Eto’ovardı sahnede, bir gol bir de asist pası. Bu adam gidince ne yapacağız acaba? Haftayı mutlu kapattık, bizim de moralimiz düzeldi, teşekkürler Eto’o. Bir ara maraton diye tabir edilen tribünlerin bir bölümünden Nasri ıslıklandı. Bu Nasri’nin kulağına küpe olsun çünkü sorumluluk almak istemediği için taraftarın beklentilerine cevap vermiyor. Anadolu deyimiyle seslenelim Nasri’ye. Nasri elini taşın altına koy! İyi haftalar. Diğer Yazıları