Gazeteci Fatih Altaylı yıllar önce akıl ve ruh sağlığı bozuk kişilerin akıl hastanesi ya da halk arasındaki bilinene adıyla “Tımarhaneler ”’de tedavi edildiğini fakat 2012 yılında dönemin Sağlık Bakanı AK Partili Recep Akdağ tarafından, bu merkezlere para harcanması istenmediği için kapatıldığını iddia etti. Altaylı, “2012 yılında AK Parti’nin Sağlık Bakanı Recep Akdağ buraları kapattı. ‘Çünkü biz toplum sağlığı merkezlerinde bu işler halledeceğiz’ dedi ve ‘ayakta tedavi yapacağız bunları’ dedi. İnsani bir kılıfa büründürmeye çalıştılar ama aslında buralara para harcamak istemiyorlardı. Bütün mesele ve dertleri oydu” şeklinde konuştu.
EDİRNEKAPI’DA İŞLENEN CİNAYET TÜRKİYE’Yİ DERİNDEN ETKİLEDİ
4 Ekim Cuma günü İstanbul’da yaşanan olay bütün Türkiye’yi derinde etkiledi. 15:30 sularında 19 yaşındaki Ayşenur Halil'i Eyüpsultan'da boğazını keserek öldürdükten yarım saat sonra Edirnekapı surlarının üzerine çıkan 19 yaşındaki Semih Çelik, 19 yaşındaki İkbal Uzuner'in vücudunu parçalara ayırdıktan sonra, başını ve vücudunun bazı bölümlerini surlardan aşağı attı. Yaşana dehşet dolu anların ardından boğazına ip bağlayan Çelik, surlardan aşağıya atlayarak intihar etti. Yaşanan bu cinayetin tartışmaları sürerken Semih Çelik’in ruhsal problem gördüğü ve 5 kez tedavi gördüğü halde neden akıl hastanesine yatırılmadığı merak konusu olmuştu. Yaşanan bu tartışmalara gazeteci Fatih Altaylı cevap verdi.
‘ESKİDEN TÜRKİYE’DE 3 TANE AKIL HASTANESİ VARDI’
Youtube kanalı üzerinden açıklamalarda bulunana Fatih Altaylı zamanında Türkiye’de 3 akıl ve ruh sağlığı hastanesi bulunduğunu ve bunların Çelik gibi aklı bozuk ve toplum için tehlike arz eden kişilerin tedavi gördüğü yerler olduğunu söyledi. Hastaların buralarda tecrit edildiğini söyleyen Altaylı, “ Türkiye’de 12 yıl önce akıl ve ruh sağlığı hastaneleri vardı. Bunlardan en bileneni birincisi Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi diğeri Manisa ve üçüncüsü de Elazığ. Bu 3 ruh ve akıl sağlığı hastanesinde Özel bölümler vardı. Bunlar kafa kesip, sonrada hem 2 genç kızı hem de kendini ölündüren sağlık ruh haline sahip insanların tedavisinde veya tecridin de etkili olan önemli olan yerlerdi. Şöyle ki: Allah göstermesin herkesin ailesinde böyle birleri çıkabilir ve aileler çokça çaresiz! Aileler bir şey yapamaz kolay kolay! Ne yaparsın? Bunu işte o hastaneye götürürsün tedavi ettirmeye çalışırsın. Bazıları da tedavi olama ve bu onlar o gibi akıl hastanelerinde tırnak içinde o zaman ‘tımarhane’ denen bölümlerinde tecrit edilir ve orada bunlar uzun yıllar kalırlardı ama başka da çaresi yoktu. Dünyanın her yerinde böyle ilerlemiş, ruh sağlığı bozuk; şizofreni olabilir bipolar olabilir ama bunların tehlikeli olanı, toplum açısında baş gezen tehlike yaratanlarını, kapatıldığı keza gene suç işlemiş ve cezai ehliyeti olmadığı için hapishaneye atılamayan ama sokağa da salınması mümkün olmayan kişileri buralarda tecrit edilir ve buralarda tedavi edilmeye çalışılırdı” ifadelerini kullandı.
‘2012 YILINDA AK PARTİ’NİN SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ BURALARI KAPATTI’
Bu 3 hastanenin 2012 yılında dönemin AK Parti Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından kapatıldığını iddia eden Altaylı, “2012 yılında AK Parti’nin Sağlık Bakanı Recep Akdağ buraları kapattı. ‘Çünkü biz toplum sağlığı merkezlerinde bu işler halledeceğiz’ dedi ve ‘ayakta tedavi yapacağız bunları’ dedi. İnsani bir kılıfa büründürmeye çalıştılar ama aslında buralara para harcamak istemiyorlardı. Bütün mesele ve dertleri oydu. Ve büyün bu ruh sağlığı bozuk üstüne üstlük de toplum açışından ve başkası açısından tehlike yaratan tipler sokağa salındı. Bugün bu kişileri tecrit edebileceğiniz herhangi bir yer yok. Meselenin özü buyken yok Afganistan gibi olalım, yok Arabistan gibi olalım, Suudi Arabistan gibi olalım… Ulan Suudi Arabistan laikleşmeye çalışıyor. Suudi Arabistan prangalarından kurtulmaya çalışıyor. Siz ne diyorsunuz kardeşim” ifadelerini kullandı.