Antalya Barosu, İsrail’in Gazze’ye yönelik sürdürdüğü askeri saldırılar hakkında paylaşım yaptı. “Bu saldırılar sadece bir savaş değil, bir halkın varlık hakkına yönelmiş organize bir imha operasyonudur” denilen açıklamada; kadın, çocuk, yaşlı demeden on binlerce sivilin katledilmesi, altyapının bilinçli olarak yok edilmesi ve aç bırakma politikalarının uluslararası hukuk nezdinde ağır suç teşkil ettiği ifade edildi.
HALKLARI DEĞİL, SUÇLULARI HEDEF ALIYORUZ
Antalya Barosu, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcılığı tarafından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve bazı üst düzey yetkililer hakkında çıkarılması talep edilen yakalama kararına da değinerek, "Bu, tarihte bir dönüm noktasıdır: Artık kimin suçlu olduğu, kimin hesap vereceği açıktır. Adaletin önünde hiçbir siyasi kalkan, hiçbir diplomatik örtü bu suçları gizleyemez. Halkları Değil, Suçluları Hedef Alıyoruz: Irkçılığa Karşı Net Tavır Uluslararası suçlar şahısların ve hükümetlerin sorumluluğundadır; halkların değil. Bu nedenle İsrail halkına yönelik her türlü ırkçı ve ayrımcı söyleme karşıyız" sözleri kullanıldı.
İNSAN HAKLARI POLİTİK ÇIKARLARA GÖRE ARAÇSALLAŞMAKTA
İsrail halkına yönelik her türlü ayrımcı söylemi reddettiklerini ifade eden Antalya Barosu, Batı ülkelerinin çifte standardını da sert sözlerle eleştirerek, “ABD ve Avrupa’daki bazı iktidarlar, insan haklarını kendi politik çıkarlarına göre araçsallaştırmakta, bu suskunluklarıyla İsrail’in suçlarına örtülü ortaklık etmektedir. Filistin halkının maruz kaldığı vahşeti inkâr eden, bu zulmü protesto edenleri susturmaya çalışan Batılı hükümetlerin iki yüzlü tavırlarını da şiddetle kınıyoruz. Özellikle ABD ve Avrupa'daki bazı iktidarlar, insan haklarını kendi politik çıkarlarına göre araçsallaştırmakta, bu suskunluklarıyla İsrail’in suçlarına örtülü ortaklık etmektedirler. Bu tavır, yalnızca uluslararası hukukun değil, Nürnberg Mahkemelerinin mirasının ve Holokost kurbanlarının anısının da açıkça çiğnenmesidir" şeklinde belirtti.
TÜRKİYE VE ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI
Antalya Barosu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne de açık bir çağrıda bulunarak, Roma Statüsü’ne taraf olunması ve Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde adaletin sağlanması için aktif rol üstlenilmesini talep etti. Uluslararası topluma da seslenen Baro, “Eğer şimdi susarsak, yarın konuşacak bir uygarlık kalmayabilir” sözleriyle açıklamasını tamamladı.