Antalya dünyanın birçok ülkesinden her yıl milyonlarca turist ağılıyor. Sahip olduğu deniz, kum ve güneş ile adeta çekim noktası haline gelen bu güzel kentte yüzlerce 5 yıldızlı otel ve tatil köyü de bulunuyor. Turizm kenti ağırladığı turist sayısı ile dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alırken, işletmelerin kanun tanımaz bir şekilde kıyı işgallerinin önüne ise geçilemiyor. Aksu Kumköy sahilinde vatandaşlar tarafından 60 yıllık çardaklar, sahili işgal ettiği gerekçesi ile Antalya Valiliği'nin kararı doğrultusunda geçtiğimiz aylarda yıkılmıştı. Kumköy’de halkın kullanımına açık çardakların kaldırılmasının ardından 500 metre uzaklıkta Kundu Sahili'nde iki otelin denizin içerisine kadar uzanan beton duvarlar inşa etmesi, kıyı işgalinin geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne serdi. Tepkiler üzerine otellerden biri, beton duvarını ortadan ikiye bölerek bir yaya geçidi açtı. Ancak bu müdahale, yaklaşık 10 metre uzunluğunda ve 2 metre yüksekliğinde kalan beton duvar nedeniyle sahilin estetik görünümünü daha da bozdu. Bununla da kalınmayarak beton duvarın üzerine tel örüldü. Bölge halkı arasında “utanç duvarları” olarak adlandırılan bu yapılar, kıyıların korunmasına yönelik eksiklikleri bir kez daha gündeme taşıdı.
ÇARDAK YIKILDI, DUVAR KALDI
Antalya Körfez Gazetesi Muhabiri Ertuğrul Gün'ün özel haberine göre 1990 yılında yürürlüğe giren Kıyı Kanunu, kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlarda yalnızca kamu yararına kullanılabilecek yapıların yapılmasına izin veriyor. Kanuna göre iskele, liman, kayıkhane gibi yapılar dışında kıyılarda herhangi bir yapılaşma yasak. Ayrıca kıyı kenar çizgisinden sonraki en az 100 metrelik alan sahil şeridi olarak belirlenirken, ilk 50 metre ve ikinci 50 metrelik alanlarda yapılaşma ciddi sınırlamalara tabi tutuldu. Kıyı Kanunu'nda belirlenen kriterlerin Kundu’da iki otele uygulanmaması ve çardakların bir gece yıkılması tartışmayı da beraberinde getirdi. Bölgede yarım asırdan fazla yaşayan yerli vatandaşlar ise kıyıların halkın ortak kullanımına açık olduğunu ve bu tür yapıların hem doğal güzelliklere hem de bölgenin turizm potansiyeline zarar verdiğini savundu.
ANTALYA’DA KANUN UYGULANMIYOR
Hiçbir şekilde sahillere beton dökülemeyeceğini belirten Antalya İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Soner Akdoğan, “Burada geri dönüşü olmayacak hasarlar verilemez. Bunlar çok dikkate alınmıyor. Bu gördüklerimiz de kıyı işgalini en iyi ifade eden görüntülerden bir tanesidir. Yani bunun gibi birçok örnek var. Sahiller otelin kullanımına tahsis edilse bile halkın kullanımına açık. Vatandaşlarımız kimseyi rahatsız etmeden burayı kullanabilir. Biz bunu Antalya’da uygulandığını göremiyoruz. Sahiller işgal ediliyor. Beton dökülüyor, bunu çevre düzenlemesi altında belediyeler bile yapıyor. Konyaaltı sahilinde de aynısı oldu. Bu ikinci etapta da yine beton dökülerek teraslar oluşturuldu. Sahil terasları oluşturuldu. Binlerce yılda oluşan sahiller insan eliyle maalesef erozyona uğratılıyor. Katlediliyor. Yani bununla ilgili bir denetim olması lazım” dedi.
KIYI KANUNU'NA UYAN YOK
Denetimde göstermelik cezaların uygulanmaması yönünde çağrıda bulunan Akdoğan, “Ciddi cezalar verilecek. Ciddi yaptırımların gelmesi gerekiyor ama bu olmadıkça insanlar da cesaret alıyor. Yani ona bir şey olmadı. Ben yapıyorum. Bana da olmaz diyerek insanları bu denetimsizlikten güç alıyorlar. Bu sadece o fotoğrafla ilgili değil. Ve bugün tüm sahillerimizde derme çatma, betonarme dökülmüş, inşaat faaliyetleri var. Hepsinde var. Bana birkaç tane daha fotoğraf gelmişti. Ancak o dönem yoğunluğumuzdan dolayı haber yapamamıştık. Şimdi oteller tadilat sezonunda kendilerince alanlarını belirliyorlar. Kıyı kanunu gereği bunları yapamazlar. Hiçbir şekilde geri dönüşü olmayan beton yapıları kuramazlar. Kaldırılabilen söküp takılan basit imalatlar yapabilirler” açıklamasına yer verdi.
DENİZLE BULUŞMAMIZ ZORLAŞIYOR
Bir turist için fotoğrafların utanç vesilesi olduğunu ifade eden Akdoğan, “Bunu siz gelişmiş ülkelerde göremezsiniz. Bunun asla kabul edilebilir tarafı yok. Otel ‘burası bana tahsis edildi buraya insan girmesin’ zihniyeti güdüyor. İsteyen istediği yerde denize girebilir. Antalya’nın en gözde sahillerinde Konyaaltı Sahili'ne gidin oralarda da çok ciddi işgaller var. Havlunuzu serip oturamıyorsunuz. Antalyalının denizle buluşması her geçen gün zorlaşıyor. Ciddi anlamda bir rant var. Denetimler yetersiz olduğu sürece, caydırıcı cezalar olmadığı sürece insanlar rant için işgale devam edecekler. Bununla ilgili bizim de elimizden bir şey gelmiyor. Davalar açılıyor, ama burada karar vericilerin bu işi çözmek için istekli olmaları gerekiyor” açıklamasında bulundu.
NE KIYI NE ÇEVRE KALMIŞ
İşgaller karşısında şaşkınlığını ifade eden Antalya Denizcileşme Platformu Başkanı İzzet Ünlü, “Kıyı Kanunu’nun kıyı kenar çizgisine aykırıdır. Resmen kişiye özel beton dökülmüş, üzerinde balık tutuyorlar. Kundu sahilinde ne kıyı ne de çevre kalmış. Deniz ve kumsal katledilmiş. Her taraf böyle artık, orman da deniz de böyle. Böyle giderse bir şey kalmayacak. Her iki duvar da denizin içerisine kadar Çin Seddi gibi çekilmiş, üzerine de tel örülmüş. Bu nasıl kabul edilebilir. Mücadele etmek gerekir. Antalya Valiliği'nin derhal harekete geçmesi gerekir. Binlerce kilometre uzaklıktan tatile gelen turistlere bu utancı daha fazla yaşatmayalım” dedi.
PARSEL PARSEL PAYLAŞMIŞLAR
Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Hasan Çerçiler, “Kıyılar halkındır, ilk 50 metre halkındır. Bu çirkin görüntünün ortadan kaldırılması için suç duyurusunda bulunacağız. Resmen millete ait bir alanı parsel parsel paylaşmışlar. Bunun gerçekleşme imkânı yok. İlk 50 metre kimseye dokunamaz. Bunun bir su götürür tarafı da yok. Bu kişiler nereden cesaret alıyor. Neye güvenerek denizin içerisine kadar beton döküyorlar. Bu bir turist için de utanç vesilesidir. İnsanlar 2 bin kilometre uzaklıktan denize bu betonların yanında girmek için mi geliyor. Gerek bakanlığın gerekse Antalya Valiliği'nin derhal harekete geçmesi gerekir” dedi.
GÖZLER ANTALYA VALİLİĞİ'NDE
Diğer taraftan Haziran 2024 tarihinde Antalya'da kıyı işgallerinin kaldırılması ve önlenmesini amaçlayan Denizler Halkındır Projesi Toplantısı Antalya Valisi Hulusi Şahin başkanlığında gerçekleştirilmişti. Plaj, sahil ve denizlerdeki kaçak ve işgalci yapıların kaldırılmasını ve vatandaşların denizlere daha rahat ulaşmasını hedefleyen toplantıda Vali Şahin, “31 Mayıs’ta İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Mehmet Özhaseki'nin başkanlığında denize kıyısı olan 28 ilin valisi ve il müdürlerinin canlı bağlantıyla katıldığı bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantı kapsamında plaj, sahil ve denizlerdeki kaçak ve işgalci yapıların kaldırılmasına yönelik bir operasyon takvimi belirleme kararı aldık. Uygulamaya koyacağımız haftalık planlar ile bu işgalleri bertaraf edeceğiz. Herkes plaj ve sahillerde vatandaşı rahatsız eden kaçak yapıları tespit etsin ve bize bildirsin.” sözlerine yer vermişti. Bu sözlerin ardından iki otelin Çin Seddi'ni andıran duvarına karşı gözler Antalya Valiliği'ne çevrildi.