1973-1980 yılları arasında Antalya Belediye Başkanı olarak görev yapan Selahattin Tonguç ve Altın Portakal’ın tarihini yazan sinema yazarı Tuncer Çetinkaya, Büyükşehir Belediyesi yönetimine “Festivale sahip çıkın” çağrısında bulundu. Selahattin Tonguç, “Yaratılan korku iklimine boyun eğmek, adınızın sansürcü olarak anılmasına neden olur” dedi. Tuncer Çetinkaya ise “Şayet nostaljik bir festival yapılmak isteniyorsa, Altın Portakal’ın sansüre ve baskılara direnen 60 yıllık yapısından yararlanmak gerekir” ifadelerini kullandı.

‘ADINIZ SANSÜRCÜ’YE ÇIKAR

Gazetemize özel açıklamada bulunan Antalya’nın efsanevi Belediye Başkanlarından Selahattin Tonguç 1978 ve 1979 yılları arasında düzenlenen festivallerde yaşanılan baskıları anımsatarak,

“Geçmişte yasaklanan filmleri savunmak adına tüm sinema emekçileriyle bir araya gelmiş ve sansüre geçit vermemiştik. Bugün yaratılan korku iklimine boyun eğmek, adınızın sansürcü olarak anılmasına neden olur. Yöneticilere ve Antalyalılara önerim, yarışmasız ve sektörün taleplerini dikkate almayan etkinliklerle vakit kaybetmek yerine Altın Portakal’ı gelecek yıl yeniden ve aslına uygun olarak düzenlemeleri doğrultusundadır.”  dedi.

KONUK DEĞİL EV SAHİBİSİNİZ

Geçtiğimiz günlerde hayata gözlerini yuman Orhan Taylan’ın Belediye İşhanı’na yaptığı ve 12 Eylül generalleri tarafından sildirilen “Zincire Vurulmuş Prometheus” adlı resmi gibi festival filmlerinin de halk için yapıldığına dile getiren Tonguç,

“Antalya dostluk, barış ve kardeşliğin kentidir. Bu her zaman böyleydi, her zaman böyle kalacak. Gücünüz gücümüze güç katsın. Birlikte karanlığı yeneceğiz! Sizler konuk değil, ev sahibisiniz! Festivalinize sahip çıkın” diye konuştu.

‘NOSTALJİK FESTİVAL’ İSTENİYORSA…

60. Uluslararası Altın Portakal Film Festivali’nin bir filme getirilen üstü örtülü yasaklamanın ardından iptal edildiğini ve yerine geçmiş yarışma filmlerinden oluşan bir nostalji festivali yapılmasının planlandığını hatırlatan Sinema Yazarı Tuncer Çetinkaya ise şunları söyledi:

“Yarışmasız bir Altın Portakal düzenlemek sorundan kaçmak; halkın ve sinema sektörünün taleplerine kulaklarını tıkamak anlamına gelir. Şayet nostaljik bir festival yapılmak isteniyorsa, Altın Portakal’ın sansüre ve baskılara direnen 60 yıllık yapısından yararlanmak gerekir. O yapının içinde, kaybettiğimiz Orhan Taylan da bulunmaktadır. Antalyalılar onu Belediye İşhanı’nın duvarını süsleyen ve 12 Eylül darbeci yönetimi tarafından yok edilen Promete tablosundan anımsarlar. Muhittin Böcek ve festivali yüzlerine gözlerine bulaştıran yöneticileri nostaljiye Taylan’ın unutulmaz eserini yeniden yaptırıp sergileyerek, geçmişte sansürlenen filmleri tekrar göstererek başlayabilirler. Bunun dışında atılacak adımların Altın Portakal’la ilgisi olmaz.”   

Muhabir: BÜLENT ÖNER