TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi CHP Antalya Milletvekili Av. Cavit Arı, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Tarım ve Orman Bakanlığının 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi üzerindeki görüşmeler sırasında, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya Antalyaçiftçi ve balıkçıların sorunlarını iletti. Üretici ve çiftçilerin tarımdan uzaklaştığını vurgulayan Cavit Arı, Bakan Yumaklı’ya “Tarımı hor gören yarını zor görür" dedi.

ANTALYA BALIKÇILIĞI RİSK ALTINDA

Konuşmasına “Tarım ülkemizin olmazsa olmazıdır ve insanlığın da olmazsa olmazıdır. Tarım ve üretimin olmadığı bir hayat düşünülemez” diye başlayan Cavit Arı, Bakan Yumaklı’ya ilk olarak Antalya Balıkçı Barınağı’nda yaşanan sorunları aktardı. Yumaklı’ya, “Antalya'da yaşanmakta olan bir sorun var. Soru önergeleriyle sizlere bu konuyu sordum ama bir cevap alamadım” diyen Cavit Arı,

 “2014 yılında yapılan bir balıkçı barınağımız var, o dönemin en büyüğüydü, bugün de belki Türkiye'nin ikinnci büyük balıkçı barınağı. Daha önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından burası kullanılmaktayken Bakanlığınıza devredildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı döneminde on yıl süreyle orada faaliyette bulunan iki balıkçı kooperatifi tarafından kiralama yöntemiyle kullanılmakta. Ancak Bakanlığınız tarafından burada birtakım uydurma gerekçelerle kooperatifler buradan çıkarılmak üzere. Dolayısıyla da Antalya'da hayatını balıkçılıkla, buradan elde ettiği parayla kazanmaya çalışan, alın teriyle hayat mücadelesi vermeye çalışan 400 balıkçımız buradaki gelirini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Bir taraftan da Antalya'nın balıkçılığı bu gelişmeyle risk altına girmiş durumda. Bu balıkçı barınağı bir taraftan Antalyalı balıkçılar, bir taraftan da Antalya'ya gelen balıkçılar barındığı için çok önemli bir yerdir. Daha önce ülkemizde kötü emsalleri olduğu için kamuoyunda ‘Burası yat marinası olarak mı kiraya verilecek, devredilecek?’ şeklinde bir algı var. Bu konunun düzeltilmesi ve balıkçılarımızın burada rahatlıkla faaliyetlerine devam etmesi gerekmekte. Bu konuda bir gelişme sağlanırsa Antalya adına memnun olacağız” dedi.

Konuşmasının ikinci bölümünü üreticilerin ve çiftçilerin sorunlarına ayıran Cavit Arı, Bakan Yumaklı’ya şunları söyledi:

SORUNUN NE OLDUĞUNU EN İYİ BİLEN ÜRETİCİ

“Tarımla ilgili söylenecek çok konu var. Bakın, çok sorun var ama bu sorunu en iyi bilen kim? En iyi bilen çiftçi, üretici. Yani biz sorunu ne kadar paylaşırsak paylaşalım aslında sorunun ne olduğunu en iyi şekilde bilen üretici. Çözüm ne? Esasen, sorun belli, çözüm ne? Çözüm, ülkemizde bir devlet politikası olarak tarıma nasıl baktığımızda yatmakta. Üretimle ilgili en büyük sorunun aslında bir plansızlık olduğunu defalarca söyledik, hâlâ da söylemeye devam ediyoruz. Çünkü zaman zaman Bakanlık tarafından ‘Tarımı planlıyoruz’ denilse de hâlâ bir plansızlık had safhada. Örneğin, hâlâ hangi bölgede hangi ürünün ne şekilde ekileceği, ekilen ürünün nasıl değerlendirileceği bu ürüne ne şekilde alım garantisinin olacağı konuları belirsizliğini hâlâ korumakta. Stratejik ürünlerin ekimi, dikimi; bunların da nerede, nasıl olacağı hâlâ belirsiz. İşte, bu konuların netleşmesi hâlinde hem üretim alanında netleşmesi hem de alım garantisinin sağlanması -örneğin, fındık, çay, şeker pancarı, tütün başta olmak üzere ve yine belli bölgelerde sebze ekimlerinde- çiftçimizin en büyük garantisi.

BUNLARI BAŞARAMADINIZ

AKP iktidarında yani yirmi iki yıldır bunları başaramadınız. İktidarınız döneminde bir tarım envanteri dahi yapılamamış durumda. Ben Antalya Milletvekiliyim, Antalyalıyım, narenciye ağırlıklı bir bölgeyiz, şehrimizde çiftçimiz yakın bir tarihte, on beş yirmi sene önce narenciyeden çıkmaya başladı. Neye yöneldi? Nara, her bölge nar dikmeye başladı. Yaklaşık beş yıldır nardan para kazanamıyor, bu sefer, muz seracılığına yöneldi. Muz seracılığının ayrı tehlikeleri, riskleri var, bir tarafa koyuyorum, örneğin, suya ve çevreye verdiği diğer yan etkileri bir kenara koyuyorum. Muz yetiştiricisi de sera yaparak muz yetiştirmeye çalışanlar da şimdi sıkıntı yaşamaya başladılar, fiyatlar düşmeye başladı, yeni seralar kurulmaktan vazgeçiliyor, dönemsel dikimler ya da ekimler tarımın en büyük sorunudur.

TARIMDA TUTABİLME YÖNETEMLERİ GELİŞTİRİLMELİ

Tarımda önemli sorunlar var, evet, devletin direkt desteği olmalı. Tarım ve hayvancılık ülkemiz açısından bir taraftan üretim bir taraftan en önemli ekonomik kaynağımız ve ayrıca ülkemiz adına da sosyolojik ve kültürel özellikleri olan bir konu. Israrla tarımla kalkınmaya çalışan, tarımda kalmayan çalışan insanlarımız var, yani bizim o geleneksel, özellikle kırsal yaşamımızın bir parçası olarak üretimde bulunmaya çalışan, işte, bir taraftan hayvancılık yapmaya çalışan, bulduğu yere ekim yapmaya çalışan insanımız var yani zaten tarımı da bu küçük aile işletmeleri ayakta tutmakta, ancak gerçek şu ki her geçen gün tarımdan çıkan nüfus sayısı artmaya devam ediyor çünkü şartlar zorlaştıkça artık bu zor şartlara direnemeyen bizim çiftçimiz, özellikle gençlerimiz orada mücadele etmek yerine geliri düşük de olsa çalışma yöntemi olarak sabit bir işi tercih etmekte. İşte bu da tarımımız açısından gerçekten tehlike arz etmekte ve ayrıca bunun en önemli sebebi ne dersek? Tarımda çalışanların ekonomik anlamda gelirinin riskli olduğu kadar çoğunlukla sosyal güvencesinin de olmayışı da gerçekten tarımı etkileyen, tarımda bulunanları etkiyen en önemli konulardan birisi. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Genel Başkanımızla birlikte bizim en önemli vaatlerimizden bir tanesi de kırsalda bulunan gençlerimizin ve kadınlarımızın sosyal güvenceye kavuşturulmasıydı. Bu konuda sizin de destekleyici olmanız ve ayrıca gençlerimizi ve kadınlarımızı orada, tarımda tutabilme yöntemlerini geliştirmek zorundasınız.

TARIM İKTİDARINIZ DÖNEMİNDE İHMAL EDİLDİ

Üreten kazanamıyor, tüketen alamıyor, böyle bir çelişki içinde bulunduğumuzu ifade etmek istiyorum. Geçtiğimiz yakın tarihte tarım politikası olarak siz şunu öncelediniz: Üretimden ziyade ithalatı öncelediniz. Yine bu Komisyondan ve Meclisten geçen bir kanunla Toprak Mahsulleri Ofisi’ne kolay bir şekilde, Devlet İhale Kanunu hükümlerini baypas edecek şekilde ithalat yapabileceğine dair bir yasal düzenleme geçti. Ben o zaman da söyledim; ‘Ya, bakın, Toprak Mahsulleri Ofisinin görevi çiftçisiyle rekabet etmek değildir’ diye söylemiştik. İşte, sonuçta o günkü eleştirilerimizde biz haklı çıktık. Anayasa Mahkemesi bu düzenlemenin doğru olmadığına dair karar verdi ve bu maddeyi iptal etti. Yani burada ithalatı önceleme yerine, ithalatı destekleme yerine gerek Toprak Mahsulleri Ofisinin gerekse devletin üretimi desteklemesi, üretimi öncelemesi gerekir. Bugüne kadar tarım iktidarınız döneminde ihmal edildi. Kim ne derse desin, rakamlar burada farklı gösterilebilir ama sonuçta gidin, çiftçi gerçekten büyük sıkıntı içerisinde ve sonuç itibarıyla şunu söylemek istiyorum: Tarımı hor gören, yarını zor görür diyorum. Hep birlikte tarıma sahip çıkalım.”  

Muhabir: BÜLENT ÖNER