Antalya'nın tarihi Kaleiçi bölgesinde bulunan ünlü Kırk Merdiven, turistler arasında endişe ve korku yaratıyor. Son zamanlarda yetersiz bakım ve güvenlik önlemleri nedeniyle merdivenlerdeki durum giderek kötüleşiyor ve bu durum turistlerin buradan geçerken korku içinde olmalarına sebep oluyor.
KALEİÇİ'NDE CESARET İSTEYEN O MERDİVEN
Kırk Merdiven, tarihi dokusuyla ünlü bir bölge olmasına rağmen, ziyaretçiler arasında yaygın bir şekilde güvenlik endişesi yaratıyor. Özellikle korkulukların eksik olması ve basamakların zamanla aşınması nedeniyle merdivenlerin kullanımı oldukça riskli hale gelmiş durumda.
MERDİVENDEN YÜRÜYENLER ENDİŞE DUYUYOR
Turistler, bu durumu yetkililere defalarca bildirmelerine rağmen yeterli önlemlerin alınmamasından dolayı endişe duyuyorlar. Birçok ziyaretçi, Kırk Merdiven'in geçişlerinde kendilerini güvende hissetmediklerini ve bu durumun tatil deneyimlerini olumsuz etkilediğini belirtiyor.
KIRIK MERDİVEN BAKIM İSTİYOR
Kırk Merdiven'in güvenliği ve bakımı konusundaki eksikliklerin bir an önce giderilmesi, Kaleiçi'nin turistler için güvenli ve keyifli bir ziyaret noktası olabilmesi için önemli bir adım olarak görülüyor.
KIRK MERDİVEN HAKKINDA
Kırk Merdiven olarak adlandırılması 1671-72 yıllarında kenti ziyaret eden ünlü gezgin Evliya Çelebi’ye kadar uzanmaktadır. Limanın önemi sayesinde Mısır ile dönemin Antalyası arasındaki yoğun ticaret nedeniyle 15. yüzyılda kenti işgal ve tahrip eden Venedikliler tarafından yapıldığı düşünülen 44 taş basamak günümüzde de Yat Limanı ile Kaleiçi arasında iletişimi sağlayan önemli güzergahlardan birisidir. Yat limanının yaklaşık orta noktasında bulunan basamaklar, yerleşimin akropolü niteliğindeki kuzey bölümünün liman tarafındaki sur duvarları boyunca uzanmaktadır. En üst noktasında Kaleiçi’ne girişi sağlayan ve Geç Osmanlı Dönemi’ne kadar varlığı bilinen anıtsal bir kapıdan bugün ne yazık ki eser kalmamıştır. Evliya Çelebi, bu kapıyı Büyük Liman Kapısı olarak tanımlar ve kapının üstünde “frenkpesend bir derviş” tasvir edildiğini aktarır. Bu tasvir, günümüzde Antalya Müzesi’nde korunan ve başının etrafında Yunanca Gabriel yazısı bulunan kanatlı bir melek figürünün resmedildiği Erken Bizans Dönemi kabartma olmalıdır. Olasılıkla, kentin o dönemde en büyük Hıristiyanlık yapısı olan Panhagia Kilisesi’nin (Kesik Minare) ambon korkuluklarına ait olan bu kabartma üzerindeki Cebrail figürünün sağ elindeki madalyon içinde olasılıkla Osmanlı Dönemi’nde Arap harfleri ile yazılmış “Allah” ifadesi bulunmaktadır.